Bu bizim hangisinin etkili olduğunu anlamamızı kolaylaştırıyor. Ve kimin kolay etkilendiğini. | Open Subtitles | ذلك يجعل الأمر سهلاً في معرفة من الأكثر تأثيراً ومن الأسهل تأثيراً. |
Bu söz, araştırma yaptığım süre boyunca üzerimde çok etkili oldu. | TED | و قد كان لهذا تأثيراً بالغاً علي .عندما كنت أجري هذا البحث |
Yıllar geçtikçe, dehan çok etkileyici hale geldi. | Open Subtitles | وبمرور الأعوام كانت عبقريتك الأكثر تأثيراً |
Hayır, belki bir şey... daha derin bir etki bıraktı. | Open Subtitles | ربما يكون شئ بهذه التجربة له وقع أكثر تأثيراً عليك |
Bizim yaptığımızın her zaman pozitif bir etkisi olduğuna inanmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك تريد أن تصدق بأنه حقاً لنا تأثيراً إيجابياً على الداوم |
Müziği sadece dinlemekle kalmayıp onu kendiniz yaratırsanız müzik daha da güçlü hale gelir. | TED | لكن الموسيقى تكون أكثر تأثيراً إذا قمت بعزفها بنفسك بدلاً من الاستماع إليها |
Evet, kendisine kötü örnek oluyor. | Open Subtitles | نعم . إنه يؤثر علي نفسه تأثيراً سلبياً 499 00: 39: |
Ama bu deneyimin kalıcı etkileri olacağından endişe ediyorum. | Open Subtitles | لكني قلقة أن تجربته سيكون لها تأثيراً مستمر. |
Sinema muhtemelen yirminci yüzyılın en etkili sanat biçimidir. | TED | يمكن القول أن السينما أكثر أشكال الفن تأثيراً في القرن العشرين. |
Fakat çağdaşlarının çoğu, onun zamanında olduğundan çok daha etkili isimler, kendisi ve fikirlerinin tam karşısına dizilmiş durumdalar. | Open Subtitles | لكن العديد من معاصريه، رجال أكثر تأثيراً في عصرهم مما كان عليه، اصطفوا ليعارضوه ويعارضوا أفكاره. |
Bu yüzyılın en etkili başkanlarından birinin adı. | Open Subtitles | أكتب أحد أكثر الرؤساء تأثيراً بالقرن العشرون |
Bir adamı konuşturmanın daha etkili yolları var. | Open Subtitles | لدينا طرق أكثر تأثيراً كىنجعلالرجليتحدث. |
Özgür irade ve eşitlik ile ilgili öğretileri çok etkili oldu. | Open Subtitles | فهو يعلمنى الإرادة الحرة والمساوة التى لها تأثيراً كبيراً |
İnsanoğlu gezegende yaşayalı beri dünyamızı şekillendirmek konusunda hiçbir şey buzdan daha etkili olmadı. | Open Subtitles | منذ وجود البشر على الكوكب كان الجليد الأكثر تأثيراً في تشكيل عالمنا |
Benim için Pyscho'da en etkileyici, en dokunaklı sahne, ...banyo cinayetinden sonra Norman Bates'in banyoyu temizlemeye çalıştığı sahnedir. | Open Subtitles | من جانبي، أعتقد أن أكثر المشاهد تأثيراً وأكثرها حساسية في فيلم سايكو" بالكامل" بعد مشهد جريمة القتل في الحمام |
Kızımın okumuş olduğum en etkileyici kısa hikayelerden birini yazdığını bildirmekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | أتشرف بإخباركم أن ابنتي اختيرت واحدة من أكثر كتاب القصة القصيرة تأثيراً التي استمتعت كثيراً بقراءتها |
Bir: Beyninize anında etki ediyor. | TED | السبب الأول: هو أنّه يملك تأثيراً فوريّاً على دماغك. |
Daha az koku, ve yanan tütününe oranla daha az etki. | Open Subtitles | أقل رائحةً وأقل تأثيراً مما يعني أن التبغ يسخن بدلاً من أن يحترق |
Nesnel gerçeklik değillerdir. Homo sapiens olmanın biyolojik etkisi değillerdir. | TED | فهي ليست حقائق موضوعية؛ وهي ليست تأثيراً عضوياً ما على الإنسان العاقل |
Fikirler insan kültürüne şekil veren en güçlü kudrettir. | TED | الأفكار هي القوة الأكثر تأثيراً على تشكيل ثقافة الإنسان. |
Kötü bir örnek olduğumu düşündüğünden eminim. | Open Subtitles | و ربما تشعر أن لي تأثيراً سيئاً |
Ama onun, sana olan negatif etkileri hakkinda konusmustuk. | Open Subtitles | قلنا من قبل أنه يمكن أن يكون له تأثيراً سلبياً عليك |
Diğer insanlarla daha etkin bir şekilde iletişim kurmanı sağlayacak sosyalleşme yeteneklerini geliştirmeyi düşündün mü? | Open Subtitles | من أجل أن يسمح لك أن تتواصل بشكل أكثر تأثيراً مع الآخرين ؟ أليس ذلك حِملهم هم ؟ |
Onu etkilemiş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك تركت تأثيراً |
Aynı zamanda daha önce görülmemiş bir şekilde okyanusları da etkiliyor. | Open Subtitles | ولهذا أيضاً تأثيراً على المحيطات بطرق لم نلاحظها من قبل |