Böylece uzun süre birlikte çalışan ekipler daha iyi hâle gelir, çünkü gerçek samimiyet ve açık sözlülük için gereken güvenin gelişmesi zaman alır. | TED | إذاً الفرق التي تعمل معاً لوقت أطول تتحسن، لأنها تأخذ وقت لتطوير الثقة التي تحتاجها للصراحة و الانفتاح الحقيقي. |
McGee için üzülüyorum. Böyle şeyler zaman alır. | Open Subtitles | أنا أشعر بسوء شديد تجاه ماكجى هذه الأشياء تأخذ وقت |
Bu işler zaman alır. | Open Subtitles | أنت هذه الأشياء تأخذ وقت |
Ama diğer gelin nerede? Diğer gelinin hazırlanması biraz zaman alacak. | Open Subtitles | العروس الاخرى تأخذ وقت اطول لتكون جاهزة |
Bunu tamir etmek zaman alacak. | Open Subtitles | أنها تأخذ وقت لإصلاحها |
"Ah Matthew çok uzun sürüyor, hiç gücün kalmamış." | Open Subtitles | اوه ماثيو انت تأخذ وقت طويل , وليس لديك طاقة |
O oyun gerçekten sonsuza dek sürebilir, değil mi? | Open Subtitles | إنها تأخذ وقت طويل، أليس كذلك؟ |
- Taylor, bu işler zaman alır. | Open Subtitles | -تايلور" هذه الأشياء تأخذ وقت" |
Ruhun yer etmesi biraz zaman alır. | Open Subtitles | انها تأخذ وقت للروح كى تتكون |
Bu işler zaman alır. Görüşürüz. | Open Subtitles | هذه الامور تأخذ وقت |
Bu işler zaman alır Fergus. | Open Subtitles | -هذه الأشياء تأخذ وقت,يا (فيرجيس). |
Mükemmellik zaman alır. | Open Subtitles | -المثالية تأخذ وقت |
Tabii ki bu biraz zaman alır. | Open Subtitles | و سوف تأخذ وقت |
- Biraz zaman alacak. | Open Subtitles | - سوف تأخذ وقت |
Birini kiliseye götürmem gerekiyor da, beklediğimden biraz daha uzun sürüyor. | Open Subtitles | علي اتخاذ شخص ما إلى الكنيسة وانها تأخذ وقت اكثر مما تخيلت |
"Çok uzun sürüyor, hiç gücün... | Open Subtitles | انت تأخذ وقت طويل , وليس لديك طاقة |
O oyun gerçekten sonsuza dek sürebilir, degil mi? | Open Subtitles | إنها تأخذ وقت طويل، أليس كذلك؟ |