Üç yabancının önünde ve yanınızda aileniz olmadan eyalet adliye sarayında evlendikten bir gün sonra vizesi dolmuş. | Open Subtitles | كان مِن المقرر أنْ تنتهي تأشيرتها في اليوم التالي لزواجكما. في محكمة المقاطعة أمام ثلاثة غرباء وبلا حضور عائلي. |
Onun vizesi için endişelenme. Ben icabına bakarım. | Open Subtitles | لا تقلقي حول تأشيرتها فأنا سأهتم بهذا الأمر |
Clare'in Sudan'da çalıştığını öğrenir öğrenmez, Matak'la irtibata geçtim ve rüşvet vererek vizesinin iptal edilmesini istedim. | Open Subtitles | عندما أكتشفت أن كلير تعمل بالسودان تقربت من ماتاك وقدمت رشوة له لألغاء تأشيرتها |
Üç hafta önce vizesinin süresi dolmuş. | Open Subtitles | تأشيرتها إستنفدت قبل ثلاثة أسابيع |
Görevlilere vize süresinin dolduğu için bir an evvel evlenmemiz gerektiği anlatıyordum. | Open Subtitles | إنه كما شرحت لـ أولئك المسوؤلين أنه كان علينا أن نتزوج سريعاً أن تأشيرتها قاربت على الإنتهاء |
Claire Shepard 7 ay önce ölen biri ve dün ilginç bir şekilde yeşil kad başvurusu yapılmış | Open Subtitles | وجدنا أن من تسمى كلير شيبرد وصلت 2 إلى الولايات المتحدة بتأشيرة زيارة بي منذ سبع شهور .. ومنذ يومين تحولت تأشيرتها إلى |
vizesi dört gün sonra bitiyor. - Çariçeyi göremediği takdirde... | Open Subtitles | إن تأشيرتها تنتهي في أربعة أيام إنلمتر الإمبراطورة... |
vizesi yedi yıl önce doldu. | Open Subtitles | تأشيرتها إنتهت قبل سبعة سنوات |
vizesinin süresi 1 hafta sonra doluyor. | Open Subtitles | تأشيرتها ستصل في عضون إسبوع |
Küfürlü konuşuyormuş ve Paloma'nın vizesinin dolduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | قالوا أنه كان مُسيئاً لها وأنه أجبر (بالوما) على البقاء في البلاد رغم إنتهاء مدة تأشيرتها |
Lilliet Saroyan'a vize başvurusu için kefil olmuşsun. | Open Subtitles | انتِ تكفلين ليلى سوريات على تأشيرتها |
vize evraklarında öyle yazıyor. | Open Subtitles | أو هذا ما توضّحة تأشيرتها |