Sen bir yazarsın ve seks hakkında bir sürü kitap yazıyorsun. | Open Subtitles | أنت كاتب ودائماً تؤلف كتب عن الجنس. |
- Tekrar dönmeyi denediğinde... - Yazar gibi konuşuyorsun, yazıyorsun. | Open Subtitles | ويجعلك تحاول من جديد - وكأنك تحاول أن تؤلف كتاباً - |
Ne şimdi bu, kitap mı yazıyorsun? | Open Subtitles | لم يتوقف إلى أن عثر عليها". ماذا؟ هل تؤلف كتاباً؟ |
- Bu konuda bir kitap yazmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تؤلف كتاباّ عن كل هذا |
Tanrım. Benim için de bir rol yazmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تؤلف لي دوراً |
Belki bir gün... Peki sen niye başka kitap yazmadın? | Open Subtitles | ربما في يومٍ ما , ولكن لماذا لم تؤلف كتاباً آخر ؟ |
Babam bu turla ilgili bir kitap yazdığını söyledi. Yazar mısın? | Open Subtitles | أخبرني أبي أنك تؤلف كتاباً عن هذه الرحلة, هل أنت كاتب؟ |
Ne, kitap mı yazıyorsun? | Open Subtitles | هل تؤلف كتاباً؟ |
Oh, şimdi de şarkı sözü mü yazıyorsun? | Open Subtitles | اوه, أنت تؤلف أغاني الأن؟ |
Evet öyle. Kitap mı yazıyorsun? | Open Subtitles | نعم، نعم، هل تؤلف كتاباً؟ |
Kısa hikayeler yazıyorsun. | Open Subtitles | إنك تؤلف قصص قصيرة |
Roman mı yazıyorsun? | Open Subtitles | أنت تؤلف رواية؟ |
- Evet. - Kitap yazıyorsun. | Open Subtitles | أجل، أنت تؤلف الكتب |
Gerçekten bir kitap mı yazıyorsun? | Open Subtitles | هل تؤلف كتابا حقا؟ |
- Banes, kitap falan mı yazıyorsun? | Open Subtitles | -هل تؤلف كتاباً؟ |
Ne yazıyorsun? | Open Subtitles | أنا مؤلف - ماذا تؤلف! ؟ - |
Macera hikâyeleri yazmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تؤلف قصة مغامرات. |
Seninki gibi bir hayatla kitap yazmalısın. | Open Subtitles | حياة كهذه... يجدر بك أن تؤلف كتباً |
Bu kitabı sen yazmadın. | Open Subtitles | أنتَ لم تؤلف هذا الكتاب بل أنا |
Bu sabah sen telefon edince, polisiye öyküler yazdığını ve daha önceki gelişinde tanıştığımızı söyledim ona. | Open Subtitles | ، عندما أتصلت هذا الصباح أنا قلت ببساطة أنك تؤلف قصص عن الجرائم وقابلتك مرة عندما كنت هنا من قبل |