, ne kadar basit ya da önemsiz görünürse görünsün, kaydedilmeli, | Open Subtitles | لا يهم كم بدا ضئيلاً أو تافهاً يجب أن تسجلاه |
Eminim, hiç de maço ve önemsiz olmayan derin ve anlamli bir seydi. | Open Subtitles | أنا متأكد بأنه كان شيئاً عميقاً وذو مغزى وليس شيئاً تافهاً |
Ou, her şeyin bu kadar önemsiz olmak zorunda olması ne kadar korkunç. | Open Subtitles | أوه, كم كان مستنكراً أن كل شيء يجب أن يكون تافهاً جدا |
Sonra artık vakit bulamıyordum... - ve aptalca gelmeye başlamıştı. | Open Subtitles | ومن ثمّ لم أعد أملك وقتاً وبدا الأمر تافهاً بالنسبة لي، لذلك |
Bakın, bu çok aptalca ve gülünç gelebilir. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو سخيفاً و ربما يبدو لك تافهاً |
İşçi ve altına ihtiyacımız var, yaşlı adamlara ve değersiz mücevherlerine değil. | Open Subtitles | العمّال و الذهب، و ليس عجوزاً تافهاً مثلك |
Özellikle de senin gibi saksağan akıllı biri, Doktor. | Open Subtitles | وخاصة لو كان شخصاً تافهاً ... مثلك يا دكتور |
Ve bu Çin porselenleri konusunun, dünyadaki olaylar... karşısında önemsiz göründüğünü biliyorum, fakat Beyaz Ev'deki devlet yemekleri... bu ülkenin dış politikasında çok önemli bir yer tutar. | Open Subtitles | وأعرف أن ترتيب المائدة الصيني الجديد ،قد يبدو تافهاً في وجه أحداث العالم لكن العشاء الرسمي في البيت الأبيض |
Amerikalıların kayıtsız şartsız teslimiyet gibi önemsiz bir şeyin iyi bir savaşı engellemesine izin vermeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأميركيين لم يكونوا ليدعوا شيئاً تافهاً كإستسلام غير مشروط ليقف في طرق حرب جيدة |
Başlarda önemsiz işlerle uğraşıyordum... ama sonra yeni bir görev verdiler ve... | Open Subtitles | " فى البداية كان عملى هنا " تافهاً لكنى كُلّفت بمهمة جديدة لا أستطيع إخبارك بالتفاصيل |
Demek ki bu önemsiz değilmiş. | Open Subtitles | حسناً، لا بد أن هذا ليس تافهاً |
Biliyorum işim sana önemsiz görünüyor. | Open Subtitles | أنا أعرف أن عملي يبدو تافهاً جداً لك |
Bunu yapan, bu dünyada olmayı bile hak etmeyen zayıf ve önemsiz bir pislik. | Open Subtitles | الذيارتكبهذاكان وغداً.. ضعيفاً تافهاً |
Öncelikle, çünkü "Dames At Sea"ye, "Rahatsız edici değilse, önemsiz olan cansız performansların ve çizgili gömlek giyen komedyenlerin karışımı." demişsin. | Open Subtitles | أولاً, لأنكِ دعوتِ مسرحية "ديمز آت سي" أمراً تافهاً, إن لم يكن" مزعجاً مزيج الأداء الباهت ونكت "كوميديا الموقف |
Bakın, bu çok aptalca ve gülünç gelebilir. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو سخيفاً و ربما يبدو لك تافهاً |
Biliyorum kulağa çok aptalca geliyor, ama o bizim bebeğimiz gibiydi. | Open Subtitles | أعرف أن كلامي يبدو تافهاً لكن كان بمثابة طفلنا |
Bunun nedeni belki de bir geçmişimin olmamasıdır ama artık çok önemli olmayan bir şeyi çok önemli yapmak bana aptalca geliyor. | Open Subtitles | بالتأكيد هذا قد يكون بسبب أنني لا أملك ماضي لكن يبدو تافهاً تعظيم شي ليس بذلك الأهمية بعد الأن |
Evet ama tek kazandığım şey, aptalca bir madalya oldu. | Open Subtitles | بلى ولكن كل الذي كسبته كان تذكاراً تافهاً |
Kara, ne kadar küçük ya da değersiz olması önemli değil seni incitip, Eleanor'u da öldüren adamı yakalamamızda yardımı olabilir. | Open Subtitles | كارا) , مهما كان الأمر صغيراً أو تافهاً) فقد يساعدنا هذا بالنيل من الرجل الذي (قام بإيذائكِ و قتل (إلينور رافيل |
Bir kez daha değersiz bir şeyi biçtim. | Open Subtitles | مجدداً، قطعت شيئاً تافهاً |
Özellikle de senin gibi saksağan akıllı biri, Doktor. | Open Subtitles | وخاصة لو كان شخصاً تافهاً ... مثلك يا دكتور |