"تبتل" - Traduction Arabe en Turc

• ıslanmadan
• ıslatmaya
• ıslanıyor
• ıslanınca

Şu an bu mercan resifinde ıslanmadan yürüyebilirsiniz.
وهكذا يمكنك المشي من خلال الشعب المرجانية دون أن تبتل.

Şimdi, elini damlaların arasına sok... ve ıslanmadan geri çek.
والآن , مرر يدك خلال القطرات بدون أن تبتل

Ama avlanmak, ayaklarını ıslatmaya alışık olmayan bir kedi için zordur.
لكن الصيد صعب على القط الذي لم يتعود على جعل قدميها تبتل بالماء.

Sadece, dilimizi ıslatmaya yetecek kadar.
ما يكفي لكي تبتل الألسن

Popom ıslanıyor!
مؤخرتي تبتل!

Umarım ıslanınca çekmiyordur.
ملابس جميلة جدا لنأمل الا تضيق عندما تبتل

Güzel giysi. Umarım ıslanınca çekmiyordur.
ملابس جميلة جدا لنأمل الا تضيق عندما تبتل

O havuzu o kadar çok cesetle doldururum ki, ayakların ıslanmadan karşıya yürüyerek geçersin.
سأحنق جثثهم حتى يمشون دون أن تبتل أقدامهم

Teknenin bir yanında atıyorsunuz ve aslında hiç ıslanmadan suya dalıyorsunuz.
ترميه جانب قاربك وتغوص دون أن تبتل

Uçaklarınız yeterince sonar şamandıra attı, öyle ki bir adam Grönland'dan İskoçyaya... ayakları ıslanmadan yürüyerek gidebilir.
بالإضافة إلى أن طائراتكم أسقطت الكثير من عوامات السونار بحيث يستطيع الشخص أن يمشي من "جرينلند" لـ"آيسلندا" ثم إلى "إسكتلندا" بدون أن تبتل قدميه و الآن ، هل لنا أن نتحدث بصراحة ؟

Uh, belkide ıslanınca, içindekiler görünüyodur.
يمكن لانها عندما تبتل يمكن ان تكون شفافة

O kayalar ıslanınca çok kaygan oluyor.
هذه الصخور تصبح تصبح زلقة جدا عندما تبتل