Daha çok kazanıyorsun diye kararları sen veriyorsun. | Open Subtitles | تكسب مال أكثر لذا أنت يمكن أن تتخذ القرارات |
En iyi kararları verdiğinizi nereden çıkarıyorsunuz, Amirim? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تظن أنك تتخذ القرارات المثلى، أيها الرئيس؟ |
Buradaki zor kararları veriyorsun, kim kovulacak, kim işe alınacak, kime rüşvet verilecek. | Open Subtitles | حسنٌ، انت تتخذ القرارات الصعبة هنا. من الذي يُطرد، ومن الذي توظفه، ومن الذي يرتشي |
karar vermene izin vereceğim. Sana yetki vereceğim, ve en yüksek mevkiye değil, en düşük mevkiye yetki vereceğim. | TED | سأدعك تتخذ القرارات ، و أوكل لك بعض المهام. و سأفوض بعض السلطات للمستويات الدنيا، عوضا عن العليا. |
- Tabii. Bir karar vermeden önce karını arayıp ona danışıyor musun? | Open Subtitles | متى تتخذ القرارات, هل تتصل بزوجتك لتسألها ماذا تفعل؟ |
Sorun davalarla ilgili olunca, hep doğru kararı verirsin. | Open Subtitles | يبدو أنّك دائما تتخذ القرارات الصحيحة عندما يتعلق الأمر بقضيّة |
kararları senin vermeni ve bu adamlara liderlik etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتخذ القرارات وتقود أولئك الرجال |
Belki o sesler sana bunu yapmanı söylüyor ama şu anda kararları onlar almıyorlar, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً, ربما هذا ما تُخبرك به الأصوات ولكنهّا لا تتخذ القرارات الآن، حسنًا؟ |
Bıraksaydım da ormanın ortasında tüm önemli kararları siz mi verseydiniz? | Open Subtitles | وأتركك وحدك هنا تتخذ القرارات المهمة هذه؟ |
Asıl kararları alan bu benliktir, çünkü eğer iki ayrı doktora iki ayrı kolonoskopi yaptıran bir hastanız var ise ve hangi doktoru seçeceğine karar verecekse seçilecek doktor hatıralarda daha az kötü yer etmiş olan doktor olacaktır. | TED | إنها في الواقع التي تتخذ القرارات لأنه، إن كان لديك مريض مرّ، لنقل، بفحصين للقولون مع جراحين مختلفين ويقرر أي منها سيختار، عندئذ فالفحص الذي يختاره هو الفحص الذي لديه ذكريات أقل سوءا، وذلك الجراح الذي سيتم إختياره. |
Nell'e son kararları bensiz vermesini söyledim. | Open Subtitles | أخبرت "نيل" أن تتخذ القرارات النهائية بدوني |
Ama işte sorun bu. kararları veren sensin. | Open Subtitles | وهذا كل شيء, أنت تتخذ القرارات |
kararları veren sensin. | Open Subtitles | انا فقط المساعد وانت من تتخذ القرارات |
Evle ilgili büyük kararları hep sen alıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتخذ القرارات في كل مكان الأن. |
Burada kararları sen vermediğine göre olanlarla idare etmek zorunda. | Open Subtitles | بما أنك لا تتخذ القرارات هنا |
kararları kimin verdiğini öğreneceğim. | Open Subtitles | سأكتشف من تتخذ القرارات هنا. |
kararları o alır. Ben-- | Open Subtitles | هي تتخذ القرارات و أنا... |
Benim için ne yapılacağına karar verme! | Open Subtitles | ماالذي تقوله لايمكنك أن تتخذ القرارات بنفسك |
Pekâlâ, eğer ne düşünmen gerektiğini bilmiyorsan muhtemelen karar veremezsin. | Open Subtitles | حسناً, إن كنت لا تعرف فيما تفكر فمن المحتمل ألا تتخذ القرارات إذن |
Sen her zaman doğru kararı verirsin. | Open Subtitles | انت دائماً تتخذ القرارات الصحيحة |