Fakat gittikçe sınırları aşıyorsun. | Open Subtitles | لَكنَّك ستكون في وضع خطير معي اذا حاولت ان تتخطى حدودك |
Dediklerine göre sadece bu şekilde raporlama korkularının üstesinden gelebilirsin. | TED | بهذه الطريقة، فهم يقولون، تتخطى العديد من المخاوف التي تتعلق بالتقرير. |
Unutma, henüz ruhsatın yok o yüzden çizgiyi aşmak yok, tamam mı? | Open Subtitles | ,تذكر, ليس لديك امتيازات هنا بعد لذا لا تتخطى الحدود , أوكي؟ |
Bu, ilaçlarında ötesinde bir tıbbi bakımdır. | TED | تلك هي الرعاية الطبية التي تتخطى مجرد الأدوية. |
Bunu atlattığın zaman da, kesin atlatacaksın, geriye dönüp hepimizin çok sevdiği aynı bilge, suratsız Haham Dave olacaksın. | Open Subtitles | وعندما تتخطى هذا وستفعل ، سوف تعود لتكون نفس المعلم ذو الملامح الصامتة الحبر دايف الذي نعرفه ونحبه جميعاً ونخاف منه ، قليلاً |
-Ama bunu aşman gerektiğini düşünüyorum. -Belki yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكنني اعتقد ان عليك ان تتخطى هذا الامر بأكمله ربما انا لاأريد ذلك |
Peki atlatmanı istemiyorsam? | Open Subtitles | ماذا لو اردتُكَ أن لا تتخطى ذلك الشعور ؟ |
Kimya vizesinden geçmen gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | إذاً , يجب أن تتخطى إختبار الكيمياء النصفي , حسناً؟ |
Claude'u korumak istemen çok hoş, ama sınırlarını aşıyorsun onun... abisi olarak. | Open Subtitles | انه لطيف شعرورك بالحاجه لحماية كلود، لكنك تتخطى حدودك مثلها أخ؟ |
Haddini aşıyorsun, Maliye Bakanı'm. | Open Subtitles | أنت تتخطى حدود منصبك يا وزير المالية |
- Çizgiyi aşıyorsun! - Neden karşı çıkmadın? | Open Subtitles | انت تتخطى الحدود لماذا لم تتدخلي |
Tek başına üstesinden gelmek zorunda değilsin. Kimse tek başına yapamaz. - Bir daha babamın vefatını... | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتخطى هذا وحدك لا أحد يمكنه ذلك |
Ne yazık ki yüce Abelar'ın da sonu geldi bunun üstesinden nasıl gelecek bilinmez. | Open Subtitles | الضائع منها ألبار العظيم و كيف أصبحت تتخطى |
Hedefi aşmak için gereken dakikayı yazın. | Open Subtitles | أدخل عدد الدقائق المنشودة لكي تتخطى الهدف. |
Bodrumumdaki ölümden dönen o beş kişinin anlayışımın çok ötesinde bir yetenekleri, teknolojileri var. | Open Subtitles | هؤلاء الـ5 في قبوي نجوا من تلك التجارب، ولديهم قدرة، أو تقنية، تتخطى فهمي. |
Aw, bunu atlatacaksın. | Open Subtitles | اوو, سوف تتخطى ذلك |
Eğer kazazedeleri sorguya çekmek niyetindeysen sayısız nöbetçiyi ve tıbbi personeli aşman gerekecek. | Open Subtitles | أجل، حسنا، إذا كنت تفكر بإستجواب الناجين، فيجب أن تتخطى عدة حراس والطاقم الطبي. |
Ama atlatacağım. Ya atlatmanı istemiyorsam? | Open Subtitles | ماذا لو اردتُكَ أن لا تتخطى ذلك الشعور ؟ |
Önce Tip O'Neill ve Bobby Sands'i geçmen gerek! | Open Subtitles | عليك أن تتخطى (تيب أونيل) و (بوبي ساندس) أولاً |
- Bunu aşma zamanı geldi, önüne bak artık. | Open Subtitles | حان وقت أن تتخطى الأمر وتمضى قدماً |
Biliyorum işler aramızda iyi gitmedi ama lütfen bunu aşmaya çalış artık. | Open Subtitles | أعرفُ أن علاقتنا لم تنجحُ ولكن رجاءاً .. حاولى أن تتخطى الأمر. |
Gözüm üzerinde, eğer çizgiyi aşarsan... | Open Subtitles | سوف اضع أعيني عليك لكي لا تتخطى حدودك ابدآ |
Sorun değil Brian, bu meseleyi atlatacak ve daha iyi biri olacaksın. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام .. سوف تتخطى القيادة تحت التأثير و ستكون شخص أفضل بسبب ذلك |
Ama Jill hayatında çok şeyin üstesinden geldi, bunu da atlatacaktır. | Open Subtitles | ولكن جيل تخطت الكثير فى حياتها سوف تتخطى ذلك |
Eğer kolyeyi ona verirsen Hayatına devam edebilir. | Open Subtitles | لكن ان اعطيتها العُقد، ربما حقا قد تتخطى قِدَماً. |