"تتساقط" - Traduction Arabe en Turc

    • düşüyor
        
    • yağıyor
        
    • düşen
        
    • dökülüyor
        
    • düşüyordu
        
    • yağışı
        
    • yağmaya
        
    • düşüyorlar
        
    • yağar
        
    • düşer
        
    • damlayan
        
    • damlıyor
        
    • yağıyordu
        
    Eskort pilotlar rapor veriyor: Air Force One havadan havaya bir füze tarafından vuruldu! Parçaları çölün üstüne düşüyor. Open Subtitles الطيارين المصاحبين ابلغوا أن طائرة الرئيس قد أصيبت إصابة غير مباشرة من صاروخ من الجو، والأشلاء تتساقط في الصحراء
    Buz tutmuş camların ötesindeki karanlıkta büyük muhteşem kar taneleri düşüyor. Open Subtitles و رقائق الثلج الكبيرة تتساقط في العتمة خلف الأشجار المتجمدة
    İlk olarak epey bir kar yağıyor ve birikiyor. TED أولًا، من المهم أن تتساقط كميةٌ كبيرة من الثلج وأن تتراكم.
    Ara sıra gökten düşen kayalardan biri. Open Subtitles هذه الأشياء التي تتساقط من السماء من وقت الى أخر
    - Domuzun etleri dökülüyor. - Hey, daha ne kadar kaldı, Buzz? Open Subtitles اجزاء ذلك الخنزير تتساقط كم بقى لنا من مسافة يا باز؟
    Biz yemek yiyorduk ve bombalar düşüyordu. Hitler'i konuşuyorduk Napolyon'a benzetiyorduk. Open Subtitles حسنا , كنا نتناول العشاء و كانت القنابل تتساقط وكنا جميعا نتكلم عن هتلر...
    Yedek güç birimi çalışmıyor. Güç seviyesi hala düşüyor. Open Subtitles فشل فى عمل الطاقه المساعده مستويات الطاقه مازالت تتساقط
    Gecelikli bir kız sokakta düşüyor. Open Subtitles وفتاة بملابسها الليلية تتساقط على طول الشارع
    Yağmur yağıyor, karlar eriyor ama bu sular sokağın aşağısındaki şu mazgaldan içeri akıyorlar. Open Subtitles الأمطار تتساقط ، الثلج يذوب لكنّ الماء يتدفّق بطول الشارع وينزل في بالوعة الصرف هذه.
    Hatta bazı gezegenlerde, gökten taş yağıyor. Open Subtitles حتى الكواكب التي تتساقط الصخور فيها مطرًا من السماء
    Bu ormana aralıksız aylarca kar yağıyor. Open Subtitles الثلوج تتساقط على هذه الغابة لشهور بلا انقطاع
    Zilin sesini, şemsiyenin sarsıntısını, yere düşen damlayı duymaya devam eder. Open Subtitles إنه لا ينفك عن سماع صوت الجرس، وصوت هزّ المظلة، وصوت القطرات تتساقط على الزجاج.
    Erkekler üzerinde asılı duran o kara buluttan... ..ağır ağır bir damla gibi düşen her şeyi seviyorum." Open Subtitles أحب جميع من يُشبهون القطرات الثقيلة، التي تتساقط مُتتاليَة من الغيُوم السوداء المُنتشرة فوق الناس
    Bahardan bu yana yiyecek ve korunak sağlamış olan yapraklar, artık dökülüyor. Open Subtitles تلك الأوراق التي توفر غذاءاً وملجأَ منذ الربيعِ، تتساقط الان.
    İçinde üreyen kurtçuklar nehre dökülüyor. Bu da büyük balığı çekiyor. Hepsi bu. Open Subtitles الديدان المتكاثرة في أحشائه تتساقط إلى النهر، فتجذب السمكة الأكبر
    Sağıma soluma enkazın parçaları düşüyordu. Open Subtitles قطع من الحجارة تتساقط يمينا و يسارا
    Gezegenin en kurak kıtasında, yoğun kar yağışı nadir görülen bir şeydir. Open Subtitles في القارة الأجف على كوكب الأرض، يندر أن تتساقط ثلوجٌ كثيفة
    Ya da durgun ve rüzgârsız bir havada kar yağmaya başlayacak. Open Subtitles أو أن الثلوج بدأت تتساقط دون أن يترافق معها ريح
    Ve düşüyorlar, yani, kendini güçsüz hissediyorsun. Open Subtitles و لانها تتساقط فهذا يدل انك تشعرين بانك ضعيفة
    Gökten şampanya yağar kapılar açılır, kadife ipler kaldırılır. Open Subtitles الشامبانيا تتساقط من السماء الأبواب تفتح والحبال المخملية تفترق
    Sağda bir kamyon, kamyondan kutular düşer. TED هناك شاحنة على اليمين. الصناديق تتساقط خارج الشاحنة.
    damlayan balmumunu hala görebilirsiniz. Düştüklerinde onu kapatmışlar. TED يمكنك رؤية شمع العسل يقطر. وعندما تتساقط تحتفظ بشكلها.
    - Dikkat edin, biraz damlıyor. - Evet öyle. Open Subtitles إحترس المياة تتساقط منها - حسناً -
    Her yere insan dişi yağıyordu. Open Subtitles ! كانت هناك أسنانٌ بشرية تتساقط بكل مكان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus