| Kurallara uymayan herkesi koruyor. Onlar da onu koruyor. | Open Subtitles | انها تتستر حول كل شخص يخالف القوانين هنا و هم ايضاً يتسترون عليها عندما تخالف القوانين |
| Onu tanıyorsa, koruyor olabilir. | Open Subtitles | لو هى تعرفه ستحاول ان تتستر عليه |
| Okul bir cinayeti örtbas etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | تحاول المدرسة أن تتستر على جريمة قتل و أنتِ تساعدينهم |
| İşi örtbas ediyorsan senin başının derde gireceğini biliyorsundur umarım. | Open Subtitles | أنت تدرك ، اذا كنتُ تتستر علي موظف أنت الذي ستكون في مشكلة |
| O şeyi sana saplayabilirdi. Neden onu koruyorsun? | Open Subtitles | لقد كان يريد ان يغرس السكين فيك لماذا تتستر عليه؟ |
| Sürekli onu koruyorsun kendini ve işini tehlikeye sokuyorsun. | Open Subtitles | لقد كنت أشاهدك وانت تتستر عليها يوما بعد يوم تضع نفسك و عملك في خطر |
| Ülkeye yapılan terörist saldırının kanıtlarını saklıyor. | Open Subtitles | إنها تتستر على دليلٍ عن هجوم إرهابي ضد هذه البلاد |
| Arkadaşın sandığın birini koruduğunu da bilmeyecekler. | Open Subtitles | وبالتأكيد لن يعرفوا أنك تتستر على شخص آخر تعتقد أنه صديقك |
| Ya da o biliyor ve birini koruyor. | Open Subtitles | أو إنه يعرفها و هي تتستر عن أحد |
| Farr iyi bir baba değil. Onu koruyor. Geri kalanı hakkında, yalan söylemiyor. | Open Subtitles | (فار) ليس أب رائع، إنّها تتستر عليهِ، لكن بالنسبة لباقي ما قالته، فليست كاذبة. |
| Onu koruyor. | Open Subtitles | إنها تتستر عليه |
| Yalan söylüyordu, Strode. Scarlett Jones erkek arkadaşı Rodney Caruso'yu koruyor olmalı çünkü öldükten sonra her şeyini ona bıraktı. | Open Subtitles | كانت تكذب يا (سترود)، لابد أنّ (سكارليت جونز) كانت تتستر على حبيبها (رودني كاروسو)... |
| Sen de umutsuzca örtbas etmeye çalışıyordun. | Open Subtitles | وكنت تحاول بشكل يائس أن تتستر على ذلك. |
| - Polis örtbas etmek için epey uğraştı. | Open Subtitles | و الشرطة عانت لكى تتستر عليه |
| Cinayeti ya sen işlemişsin ya da işleyen kişiyi koruyorsun. | Open Subtitles | انظر سيد "كيتينج" إما أنت فعلت ذلك أو تتستر على شخص آخر فعل ذلك |
| Neden onları koruyorsun? | Open Subtitles | لماذا تتستر عليهم ؟ |
| Hanginiz bodrum katında koca bir zenci saklıyor bakalım? . | Open Subtitles | من منكن تتستر على أسود ضخم في قبوها؟ |
| Barış anlaşmasını korumak için kanıtı saklıyor. Öyleyse bile, iyi bir nedeni vardır. | Open Subtitles | إنها تتستر على الدليل حتى تحمي اتفاقية السلام - حتى ولو، فلا بد أنّ لديها سبباً جيداً - |
| - Bir şey saklıyor. | Open Subtitles | لقد كانت تتستر |
| Kıçını nasıl koruduğunu... ve herkese iyilik yapar gibi göründüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنك تحب أن تتستر على نفسك وكنت تتظاهر بأنك تسدي معروفا للجميع |
| İkimiz de Nina'nın Jack'i niye koruduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن الاثنان نعرف لماذا تتستر "نينا" على "جاك" |
| Ya bir şeyi ya da birini gizliyor. | Open Subtitles | إنها تخفي أمراً أو تتستر على شخص |