Suçlu sanki başkalarıymış gibi davranıyorsun, fakat tüm suç sende. | Open Subtitles | والان تتصرفين و كأنه خطأ الجميع و لكنه خطأك |
Tamam, sanki onu incitecekmişim gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أتعرفين ماذا؟ أنت تتصرفين و كأنني سوف أُذيها أو شيء من هذا القبيل |
Seni kontrol ediyorlardı, ve sende kaçtın. Ve sende şimdi ailen yokmuş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | لقد كانا يتحكمان بكِ و لهذا هربتِ و الآن أنتِ تتصرفين و كأنهما غير موجودان |
O kadar. Kocasına neden sinirli olduğunu söylemeyen bir eş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | إنك تتصرفين و كأنك زوجة تحاول أن لا تخبر زوجها لما هي غاضبة |
Altı yaşında gibi davranıyorsun. Telaşlısın, sinirlisin. | Open Subtitles | إنك تتصرفين و كأنك في سن السادسة مرة تكوني مرحة, ثم تصبحي غاضبة |
Amelia, neden bizi daha önce hiç görmemişsin gibi davranıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تتصرفين و كأنك لم تريننا من قبل يا "أميليا"؟ |
Şuna ne dersin anen de bir insan çünkü sen hissetme hakkı olan tek kişi senmişsin gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أن تعترفى أن أمك هى إنسانة بشرية لأنكِ تتصرفين و كـأنك الوحيدة التى لديها الحق فى الأحساس |
Burada acı çeken tek senmişsin gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرفين و كأنك الوحيدة -التي تشعر بالألم |
Ne? Termos üzerinde bir sır varmış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تتصرفين و كأن هنالك سر حول هذه الحافظة؟ |
Çünkü benim bir sorunum varmış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، لأنك تتصرفين و كأن يوجد خطب بك |
Biliyor musun, Elliot, herkes seni reddediyormuş gibi davranıyorsun ancak, benimle bir kahve bile içmiyorsun. | Open Subtitles | أتعلمين يا (إليوت), تتصرفين و كأن الجميع ضدك, لكنك لم تحتسي حتى كوب قهوة معي |
Sanki biz hiç terketmemiş gibi davranıyorsun, | Open Subtitles | أنتِ تتصرفين و كأنه لم يتركنا |
Kıskanç karılar gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تتصرفين و كأنكِ حمقاء غيورة |