Sandığın gibi bir kriz durumu yok. | Open Subtitles | انه ليس الوضع شديد الخطورة الذى تتصوره |
Sandığın kadar kritik bir durum değil. Öpüşmek ha? | Open Subtitles | ليس الوضع شديد الخطورة مثلما تتصوره |
Sandığın daha iyi. | Open Subtitles | أفضل مما كنت تتصوره |
İnan bana, o senin sandığından çok daha kıymetli bir hazine. | Open Subtitles | اني أخبرك، هي أكثر من كنز واكبر مما تتصوره |
Doktor, doğanın bazen böyle yaptığını söylemiş. Oldukça yaygınmış. İnsanların sandığından daha çok oluyormuş. | Open Subtitles | الطبيبة تقول أنه أمر طبيعي وأنه يحدث غالباً، أكثر مما تتصوره الناس |
Hayal edebileceğinden daha çok fedakarlıkta bulundum. | Open Subtitles | انا قـُـمت بتضحياتي أكثر مما تتصوره |
Hayal edebileceğinden daha çok fedakarlıkta bulundum. | Open Subtitles | انا قـُـمت بتضحياتي أكثر مما تتصوره |
Bu senin sandığından çok daha büyük bir şey. | Open Subtitles | الأمر أكبر مما تتصوره أنت |
Hayal edebileceğinden de beterdi. | Open Subtitles | أسوأ مما تتصوره |