beklediğin hayatın bu olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ان هذه ليست الحياة التي كنت تتوقعينها |
Belki "Player" beklediğin değildir, ama "Mode" da değildi. | Open Subtitles | اذن مجلة "player" ليست التي كنتي تتوقعينها لكن حتى "مود" كانت كذالك عندما بدأتي فيها |
Korkarım beklediğin konuşma bu değildi. | Open Subtitles | أخشى أنها ليست المحادثة التي تتوقعينها |
Evet, fırsatlar hiç beklemediğin anda karşına çıkar, canım. | Open Subtitles | نعم عزيزتي فالفرصة تأتي من حيث لا تتوقعينها |
Herkesin tek söylediği rüzgar tam yerindeyse ve gece mükemmelse hiç beklemediğin bir anda ama her zaman en ihtiyacın olan zamanda bir şarkı çalar. | Open Subtitles | كل ما سيخبركِ به أي شخص بأنه حين تهب الرياح وتكون الليلة مثالية... حين لا تتوقعينها... |
Hiç beklemediğin anda yapılan bir övgü. | Open Subtitles | مجاملة عندما لا تتوقعينها |
Dairemi temizlesin diye Caroline'ı tuttum böylece beklediğin gibi pis bir bekar evi olmayacaktı. | Open Subtitles | قمت بتعيين (كارولاين) لتعيد العمل على شقتي حتى لا تكون شقة العازب القذر التي كنت تتوقعينها. |