Onun serbest pazar anlayışını, serbest girişim ve serbest ticareti seviyorsunuz. | TED | تحب محلاته الحره . تجارته ومشاريعه الحرة. |
Eminim Booth'un çevirdiği işlerin uyuşturucu ticareti için paravan olduğundan McLaughlin'in haberi yoktur. | Open Subtitles | اراهن ان مكلوكلن لا يعرف ان غالبية اعمال بوث هي فقط لاخفاء تجارته للمخدرات |
Eminim Booth'un çevirdiği işlerin uyuşturucu ticareti için paravan olduğundan McLaughlin'in haberi yoktur. | Open Subtitles | اراهن ان مكلوكلن لا يعرف ان غالبية اعمال بوث هي فقط لاخفاء تجارته للمخدرات |
Görünen o ki, Renner antika satıcısı olmasını birçok silah satışlarında bir avantaj olarak kullandı. | Open Subtitles | مما يظهر أن " رانير " يستخدم تجارته للتحف كغطاء للسمسرة في صفقات السلاح الكبرى |
Nişanlaması para sağlarken, silahları ticaretinin araçlarıdır. | Open Subtitles | أسلحته هي أدوات تجارته , بينما هدفه يجلب له ماله . |
Bırakalım, uyuşturucu ticaretinin peşinden gitsin. | Open Subtitles | دعيها تذهبُ خلفَ تجارته للمخدرات |
Sözleri hep doğru. ticareti adil. | Open Subtitles | كلماته هى الصدق تجارته هى الأمانه |
Sözleri hep doğru. ticareti adil. | Open Subtitles | كلماته هى الصدق تجارته هى الأمانه |
Unutmamalıyız ki bu taşlar yasal elmas endüstrisinin sadece küçük bir yüzdesini kapsamakta ... ve bunların ticareti birçok ulusun ekonomisi için büyük önem taşımakta. | Open Subtitles | علينا أن نتذكر دائما أن هذا الماس نسبة صغيرة منه فقط هي التي تدخل في صناعة الماس القانونية و تجارته عصب اقتصاد العديد من الدول النامية |