Donanmanın içine girdiğinde, senden hayatını riske atman beklenir, ama beklenmiyorsa at onu uzaklara doğru. | Open Subtitles | عندما انضممت الى الجيش كنت تتوقع ان تجازف بحياتك لكنك لم تتوقع ان تهدرها فقط بعد كل ذلك |
Hayatınızı bundan daha önemsiz şeyler için riske atmıyor musunuz sanki. | Open Subtitles | هناك اشياء اقل قيمه من هذا تجازف من اجلها بحياتك |
Ümit ederim ki,büyük bir risk almıyorsunuz, Mr Fisher. | Open Subtitles | أتمنى بأنك لا تجازف بنفسك، سيد فيشر انا؟ |
Ama sizi uyarıyorum, yalan tanıklık riski alıyorsunuz. | Open Subtitles | لكنى أحذرك لا تجازف حتى لا أتهمك بالشهاده الزور |
Onun hayatını tehlikeye atmak kolay, değil mi? | Open Subtitles | لكن من الأسهل أن تجازف هي بحياتها فضلاً عنكم ، أليس كذلك؟ |
Suçlunun ya da bu konuda bilgisi olanın ortaya çıkmasını hararetle tavsiye ediyorum, yoksa okuldan atılmayı göze alsınlar. | Open Subtitles | لذا أقترح بشدّة أنّ الطرف المذنب أو أيّ فتاة تعرف أيّ شيء عن هذا، فلتتقدّم أو تجازف بطرد فوري |
Ama korkmalısın çünkü Karanlık Olan işi şansa bırakmak istemiyor. | Open Subtitles | يفترض أنْ تخافي لأنّ القاتم لن تجازف الآن |
Katilleri tekrar sokağa gönderen bu çökük yasal sistemi korumak için kendi hayatını mahvetme riskini? | Open Subtitles | تجازف في انك تدمر حياتك مشان تحمي نظام فاسد قانون بيرجع القتلة للشوارع؟ |
Evet tabi hayatınızı riske atabiliyorsanız direnirsiniz yada en azından işinizi. | Open Subtitles | نعم ، بالطبع فأنت تجازف بحياتك أو على ألأقلّ بوظيفتك |
Aynı fikirdeyim, ama riske girmeni söyleyip duramam sana. | Open Subtitles | أوافقك الرأي، لكنني لست مخوّل بالقول لك أن تجازف |
Öyle bir adamı öldürmek için hayatını sen neden riske ediyorsun? | Open Subtitles | لمَ قد تجازف بحياتك لتقتل رجلاً كهذا؟ |
Ne kadar büyük bir riske girdiğinin farkındayım. | Open Subtitles | أعرف أنك تجازف بالكثير للقيام بهذا. |
Tek gerçek aşkını kaybetmeyi asla riske atmaz. | Open Subtitles | لن تجازف أن تخسر حبها الحقيقي أبداً. |
Bu şekilde kendini riske etmenin sebebini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا تجازف بعمل كهذا؟ |
Evet, eminim. Buradaki herkesten daha çok şeyini risk ediyor. | Open Subtitles | أجل أنا واثق, فهي تجازف أكثر منّا جميعاً |
Benimle risk almak için sıraya giren pek işveren yok. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من أرباب .العمل تجازف في توظيفي |
Yapabileceğiniz en iyi şey haznedeki tüm mermileri boşaltmak, sağlığınızla risk almamak, hayvan ürünlerini diyetinizden çıkarmak ve sağlıklı yemektir. | Open Subtitles | أفضل شيء بمقدورك فعله هو أن تحرص على إفراغ هذه الطلقات مِن الحجرة ولا تجازف بصحّتك، هي بإزالة المنتجات الحيوانية مِن طعامك |
Bu riski almak istiyor musun? | Open Subtitles | شو رايك؟ مستعد تجازف يا بطل؟ |
Ölüm riski var. | Open Subtitles | أنت تجازف بحياتك. |
Bazı zamanlar da kendinizi bulmak için dünyanızın dışında tehlikeye atılmak zorundasınızdır. | Open Subtitles | واحياناً يجب ان تجازف لتخرج من عالمك لترى نفسك حقيقةً |
Bana söyleyerek her şeyi tehlikeye attığını söylerken ne demek istedin? | Open Subtitles | عندما قلت أنك تجازف بكل شيء لإخباري، ما كان معناه؟ |
Bunu bilemeyiz, Dr Jackson. Bunu göze almanıza izin veremem. | Open Subtitles | نحن لسنا متأكدين من ذلك د.جاكسون لا أستطيع ان اتركك تجازف بنفسك |
Artık işini şansa bırakmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت إنّك لم تعُد تجازف. |
Manikürlerini bozma riskini göze aldığına göre işin ucunda epey bir kazanç olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه أجر مرتفع ليجعلك تجازف بتوسيخ يداك المترفة |