Ve İngilizce'nizin iyi olduğu konusunda önce bizi tatmin etmeniz lazım. | TED | ينبغي أن تجعلنا مقتنعين أولاً بأن لغتك الإنجليزية جيدة بما يكفي |
Hoşumuza gitmeyen, haksız hissettiren, hedeflerimizin yolunu kapatan, engellenebilecek olan durumlara sinirleniriz ve bu durum bizi güçsüz hissettirir. | TED | نغضب في المواقف التي تجعلنا غير راضيين، الغير عادلة، التي تعرقل أهدافنا، التي كان يمكن تجنبها، وتجعلنا تشعر بالعجز. |
Fakat şu da var: Bu gibi durumlar bizi öfkelendirmiyor. | TED | لكن إليك الأمر: كل هذه الأمور الاستفزازية لا تجعلنا غاضبين. |
# Şanslıyız ki, bize her şeyin olumlu yönünü göstererek # | Open Subtitles | ♪ من حسن الحظ أن هناك رجل يمكنه القيام بإيجابية ♪ ♪ بكل تلك الأمور التي تجعلنا♪ |
bizi insan yapan tüm küçük şeyler kameraların karşısında dağılır gider. | Open Subtitles | كُلّ تِلك الأشياء التى تجعلنا بشّر، لا تنتصب تحت تأمُّل الكاميِرا. |
Ayrıca, aldığımız kararların bize daha güvenli bir ortam sağlayıp sağlamadığını anlamak istedim. | TED | و أردت أيضاً أن أفهم إن كنا نتخذ القرارات بطريقة تجعلنا أكثر أماناً. |
O zaman neden seni muayene etmemize izin vermedin ? | Open Subtitles | اذا كان هذا صحيحا اذا لماذا لم تجعلنا نفحصك |
Şeytan ve diğerleri ile savaşırken, bizi heybetli yaptığı kesin. | Open Subtitles | أنت بالتأكيد تجعلنا فخورين بمحاربتك الشر و كل هذه الأشياء |
Sana neden çok kızgın olduğunu merak etmiyorum. bizi yaşlı hissettiriyorsun. | Open Subtitles | لا عجب أنها كنت شديدة الغضب فأنت تجعلنا جميعاً نشعر بالشيخوخة |
bizi ölümle yüz yüze getiren kuş beyinli planlarla ilgili olanı. | Open Subtitles | المره التي تحدثنا عن تجنب المخططات الارعنه التي تجعلنا ننتهي بالموت |
Ve bizi insan kılan şeyler iyi ve kötü, aşk ve acı... | Open Subtitles | و للأشياء التي تجعلنا بشرًا الخير و الشر ، الحب و الوجع |
Ve bizi insan kılan şeyler iyi ve kötü, aşk ve acı... | Open Subtitles | و للأشياء التي تجعلنا بشرًا الخير و الشر ، الحب و الوجع |
Bayan Claythorne toplantı, yaklaşan kaosa karşı bizi bir arada tutan şeydir. | Open Subtitles | الاتفاقية يا سيدة كلايتورن هى ما تجعلنا معاً فى مواجهة الفوضى الوشيكة |
# Şanslıyız ki, bize her şeyin olumlu yönünü göstererek # | Open Subtitles | ♪ لحسن الحظ أن هناك رجل يمكنه القيام بإيجابية ♪ ♪ بكل تلك الأمور التي تجعلنا |
# Şansımıza ki bizi biz yapan şeyleri olumlu gösterebilen bizi güldüren ve ağlatan bir adam var. # | Open Subtitles | ♪من حسن الحظ ان هناك رجل يستطيع بإيجابية ان يفعل ♪ ♪ كل الأشياء التي تجعلنا ♪ ♪نضحك ونبكي♪ |
bize, birbirimize karşı şüpheli olmamızı söyleyen tüm fikirleri reddederdik. | TED | قد نرفضُ كل الأفكار التي تجعلنا مرتابين من بعضنا البعض. |
Öte yandan, bu işi kendi yolumuzla halletmemize izin verebilirsin. | Open Subtitles | و إلا تستطيع أن تجعلنا نعالج الوضع بطريقتنا |
Kulak çınlaması ile beyin ses olmadığı zaman bir ses olduğunu düşünmemizi sağlayan garip şeyler yapar. | TED | ومع طنين الأذن، يقوم الدماغ بأفعال غريبة تجعلنا نعتقد أن هناك صوتًا غير موجود فعلًا. |
Düşüncelerini yıldırıcı bulduğumuz insanlarla bizim aramızda zamansal ve mekansal bir tampon var. | TED | لدينا متسع من الوقت والفضاء بيننا وبين الناس الذين تجعلنا أفكارهم نحسّ بالحنق. |
Müzik bizi daha akıllı, sağlıklı ve mutlu yapar. | TED | تجعلنا الموسيقى أكثر ذكاءً وصحة وسعادة. |
Doğa, kalplerimizi açar ve farkına varmamızı sağlar biz doğanın bir parçasıyız ve biz ondan ayrı değiliz. | TED | إنها تفتح قلبنا , و تجعلنا نستوعب أننا جزء من الطبيعة و أننا لسنا منفصلين عنها. |
Sizi orada görmek, bizim daha iyi hissetmemizi sağlıyor. | Open Subtitles | تجعلنا كلنا نشعر بالراحة فقط لوجودك هناك. |
Birazdan yeni, kullanışlı ve heyecan verici bir teknolojiye tanık olacaksınız. Bu teknoloji hayatımızı nasıl su geçirmez yapabileceğimizi gözden geçirmemezi sağlayacak. | TED | أنت ألان على وشك تجربة تكنولوجيا جديدة، متوفرة ومثيرة والتي سوف تجعلنا نعيد التفكير في كيف يمكن وقاية حياتنا من الماء. |
"Hepimizi indireceksin." | Open Subtitles | #نعم, نعم# #سوف تجعلنا نفشل جميعا# |
Hepimizi kötü gösteriyorsun. | Open Subtitles | إنك تجعلنا نبدو و كأننا رجال سيئين |