"تجلس هناك" - Traduction Arabe en Turc

• orada oturup
• orada oturuyor
• orada oturmuş
• orada oturuyorsun
• oturuyordu
• orada oturma
• orada oturur
• Salonda oturmanı
• Burada oturduğunu
• oturmuyorsun

Bayan Hudson'un bahar temizliği emri ile sıcak ve rahat 221B'den ayrılmaya zorlandığın için orada oturup sinirden köpürüyorsun.
انت تجلس هناك وانت ثائر بالحنق لأنك أُجبرت على ترك الراحة والدفء فى شارع 22 بالأمر

Eğer orada oturup bütün eğlenceyi kaçırmak istiyorsan...
حسنا ، لو كنت تريد أن تجلس هناك و تفقد كل تلك المتعة

Mükemmel, badem gözlü, masum Külkedisi gibi orada oturuyor.
إنها تجلس هناك مثل البريئة الطيبة ذات العيون الواسعة

Kendine bak. Insanların hayatlarını yüzlerce etkileyen , kararlar, orada oturuyor.
انظر إليك, تجلس هناك وتتخذ قرارات تؤثر على حياة المئات

Hadi ama, orada oturmuş bir şişe şarapla basketbol maçı izlediğini biliyorum.
اعلم انك تجلس هناك ومعك بطل نبيذ تشاهد كرة السلة

Demek istediğim, sorularıma cevap verme niyetin yoksa neden orada oturuyorsun?
لماذا تجلس هناك إذا لا تريد أن تجيب عن اسئلتي؟

Yüzünde yemek istemediği bir şeyi yemeye zorlanan bir çocuğun ifadesiyle oturuyordu.
تجلس هناك و كأنها طفلة قد طُلب منها أن تأكل شيئاً لا يروق لها

orada oturup hayatımı suçluyorsun, durumunla ilgili sorumluluğunu bir kere bile olsun kabullenmiyorsun.
تجلس هناك وتلوم الدنيا لبيعها لك يد كريهه ولا مره تحملت المسؤوليه مهما كانت حالتك

Oyunun gayesi sen orada oturup, bize bahçe temizletmek mi?
لم علينا أن نجمع الأوراق من مرجتك بينما أنت تجلس هناك فقط

Bütün gün orada oturup, arkadaşının onu ziyaret etmesini bekliyor.
تجلس هناك طوال اليوم في إنتظار صديقها ليأتي لزيارتها

Sheldon, orada oturup beni gözetlemelerine nasıl izin verirsin?
شيلدون، كيف تجلس هناك وتتركهم يتجسسون علي؟

Sakın bana orada oturup da, denemediğimi söyleme.
ماذا تظن؟ تجلس هناك و تقل اننى لم احاول؟

Kızı görüyor musun, Leonard, esmer kıvırcık örgüleriyle orada oturuyor.
إنظر إليها (ليونارد)، تجلس هناك بخصلات شعرها المجعد

Annen orada oturuyor işte.
،هاهي أمك تجلس هناك

Bütün süre boyunca orada oturuyor mu? Evet.
هل هى تجلس هناك كل الوقت ؟

Bir süredir orada oturmuş, özel olmayan birine yazıyorsun.
تجلس هناك منذ فترة لتكتب إلى لا أحد على وجه الخصوص.

Yani, kadın orada oturmuş, kırbaçlanmaya hazırdı.
أعني ، كانت تجلس هناك استعداد لمجرد أن أعتبر بسوط.

orada oturuyorsun ve merak ediyorsun, "Yüzümde yemek var mı?
تجلس هناك محتار "هل هناك طعامٌ على وجهي؟

orada oturuyorsun ve kızınla ilgili bir hikaye anlatıyorsun.
أنت تجلس هناك وتخبرني قصة بشأن إبنتك

Tek başına oturuyordu ve başka boş masa yoktu.
كانت تجلس هناك وحدها ولم يكن هناك منضدة أخرى خالية

Octavian, işçi gibi orada oturma.
أوكتافيان)، لا تجلس هناك كالعمال)

O orada oturur, biz gülümseriz, adı ve ailesi hakkında küçümseyici şeyler söyleriz.
تجلس هناك ونبتسم جميعاً، ونقول أشياء مبهرجة ببراعة عن اسمها وعن عائلتها،

Salonda oturmanı ve bu adamın yüreğine Allah korkusunu yerleştirmeni istiyorum.
أريدك أن تجلس هناك ضع خوف الله في هذا الرجل

Orospu çocuğu. Burada oturduğunu görüyorum ama inanmıyorum.
أيها اللعين أراك تجلس هناك ولا أصدق ذلك

Neden oraya oturmuyorsun, böylesi daha iyi.
كلا ، لم لا تجلس هناك ؟ افضل ذلك