"تجمد" - Traduction Arabe en Turc

    • dondu
        
    • donmuş
        
    • Kıpırdama
        
    • Donuyor
        
    • Kımıldama
        
    • buz
        
    • donarak
        
    • donmuştu
        
    • donup
        
    • donması
        
    • donduğu
        
    • Kıpırdamayın
        
    Daha önce hiç görmediğim bir güvenlik duvarı çıkıverdi. Her şey dondu. Open Subtitles لقد ظهر جدار حماية لم أره من قبل و تجمد كل شيء
    Eve gelip de gitmiş olduğunu gördüğümde kalbim dondu hayatım. Open Subtitles فلبي تجمد عندما عذت للمنزل ولم تكوني موجودة عزيزتي
    Denizler de dahil tüm dünyanın eskiden donmuş olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلم أن العالم ظل في حالة تجمد أبدي وحتى البحار؟
    Polis! Kıpırdama! Kartımı Yedi. Open Subtitles الشرطة تجمد لقد أكلت بطاقتي الإئتمانية
    Geceleri gezegenin büyük kısmı tamamen Donuyor. Open Subtitles ومعظم الكوكب في حالة تجمد كاملة أثناء الليل.
    Selam eski dostum. Kımıldama. Open Subtitles هيى ، انظروا من هناك رفقينا القديم وقد تجمد
    ...deli gibiymiş, çünkü yer gerçekten buz tutmuş. Open Subtitles مثل المجنون، سببه انه تقريباً تجمد من البرد
    Suda boğuldu veya donarak öldü, ya da her iki şekilde. Open Subtitles غرق في النهر أو تجمد أو ربما كلاهما لا أعرف
    Geçen gece akvaryumdaki su dondu. Open Subtitles في الليلة الماضية ، تجمد حوض السمك خاصتي
    - Ne? Ekranım dondu. Open Subtitles جهازي تجمد , وصورة فيرونيكا هي حافظة الشاشة
    Kendimi orada zahmete soktum, tüm sadakatimle o ise dondu kaldı. Open Subtitles أنا اضع نفسي هناك من ناحية الألتزام و لقد تجمد
    Kaydı, düştü, bacağını kırdı dondu, açlıktan öldü ve sonra da bir şeytan onu aldı. Open Subtitles انزلق، سقط كسرت ساقه تجمد مات جوعا وحصل عليه بعد ذلك الشيطان
    Döllenmeden sonra embriyo, hamileliği daha sonra olsun diye donmuş bir şekilde bırakılabilir ya da sonda yardımıyla bayan uterusuna konulur. TED بعد الإلقاح ، يمكن فحص الأجنة للملائمة الوراثية و تجمد لمحاولة الحمل القادمة أو تنقل إلى رحم المرأة بواسطة قثطرة
    Evet, ama bulunduğu pozisyon, yani yüksek rakımda böyle bir yarıkta sıkışmışsa yenilemeyecek kadar kısa sürede donmuş olabilir. Open Subtitles أجل, لكن الوضع الذي كان فيه, كوِّم بفتحة صغيرة بارتفاع عالٍ, ربما تجمد بسرعة كافية ليتجنب أن يؤكل.
    Soğuk yüzünden, suratındaki silikon donmuş ve suratı yamru yumru bir maske gibi olmuş. Open Subtitles . . في تلك البرودة كان السيليكون قد تجمد على وجهها وجهها كان متقيح ومتورم
    - Kıpırdama! Ellerini yukarı kaldır. - Bu, gördüğünüz gibi değil. Open Subtitles تجمد , يديك فوق رأسك - ليس الأمر كما يبدو عليه -
    Bunu sen... lan, Kıpırdama! Open Subtitles أنت الذى أشعلته أيان تجمد
    Kışın, bir Kwakiutl, battaniyenin altında Donuyor Open Subtitles فى الشتاء تجمد واحد منهم فى بطانيته
    Ama Kımıldama demiştin. Open Subtitles لكنّك أخبرتني تجمد.
    Binlerce yıldır donmuş hâlde duran devasa buz kütleleri parçalanıp eriyor. Open Subtitles كتلٌ هائلة من الجليد والتي كانت في حالة تجمد لآلاف السنين بدأت بالتكسّر والذوبان الآن
    donarak ölmeden önce onu hayata döndürebilecek tek kişi sensin. Open Subtitles أنت وحدك يستطيع أن تمنحها الحياة قبل أن تجمد من الموت
    Ben çocukken Artık Günde Harlem Nehri donmuştu... ve ben tuğla koleksiyonumla birlikte oradan geçmeye karar vermiştim. Open Subtitles أحد أيام 29 فبراير عندما كنت صغيرا. تجمد نهر هارلم و أنا قررت أن أعبره حاملا مجموعتي من القرميد
    - Hareket etmediğini ya da korkudan donup kaldığını söylüyorum. Open Subtitles أقول أنه لم يتحرك أو ربما تجمد من الخوف.
    Buna beyin donması diyoruz. Bizimle takılmak istiyorsan, yudumlayarak içmeyi öğrenmelisin. Open Subtitles لا عليك يسمى هذا تجمد الدماغ عليك تعلم الشرب ببطئ
    Peki küçük koi taşakları donduğu zaman ne olacak? Open Subtitles فما الذي يحدث في فصل الشتاء عندما أنها تجمد المكسرات كوي صغيرة قبالة؟
    - Bir, iki... - Kıpırdamayın! Open Subtitles واحد، إثنان - محلك تجمد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus