- Bu da kaçınılmaz bir rüzgar duvarı 1372 nolu uçağı düşürdü. | Open Subtitles | الذي يكون حائط من الرياح صعب تجنبه أسقط بشكل مأسوي الطائرة رقم1372 |
Burada, kaçınılmaz olan kutular üretmişim. | TED | هنا، لدي منتجات غذائية وصناديق وهذا لا يكمن تجنبه. |
kaçınmak istediği belirginlik oldukça açık konuşamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يكون واضحاً عندما يكون الوضوح ما يريد بالضبط تجنبه |
Bunun anlamı, kaçınmak zor olacaktır. | Open Subtitles | و هو ما يعني أنه سيكون من الصعب تجنبه |
Kısacası buraya geldiğimden beri uzak durmaya çalıştığım her şey. | Open Subtitles | عن كل شئ كنت أحاول تجنبه منذ وصولي الي هنا |
Bu asılsız teori dışında bir şey olmadan insanları katledersen kaçınmayı istediğin bütün o olayları provoke edersin. | Open Subtitles | وتبدأ بذبح الناس دون سبب آخر غيرهذهالنظريةالمتزعزعة.. سوف تستفز بالضبط ما تود أن تجنبه |
Ama bir pürüz var: Hava kalitesi yönetimi yönetmeliğine göre planlı yangınlar önlenebilir bir durum. | TED | لكن هناك عقدة: دخان الحريق المسيطر عليه منظّم تحت قوانين جودة الهواء على أنه ضرر يمكن تجنبه |
İnanıyorum ki şu anda bunun kaçınılmaz olduğu bir devrilme noktasındayız. | TED | أعتقد أننا الان نقف في نقطة تحول حيث ان هذا الان شيئ لا نستطيع تجنبه |
Bu organ işlevini yitirdiğinde, sonuç; kaçınılmaz tek gerçek olan ölümdür. | Open Subtitles | عندما توقف هذا الجهاز إلى وظيفة , كانت النتيجة الموت, واقع واحد ونحن لا يمكن تجنبه. |
Diğer seçenekleri de denedim, ama açıkçası bu kaçınılmaz. | Open Subtitles | لقد جربت كل الخيارات المتاحة بكل صدق لكن هذا لايمكن تجنبه |
Hayır! Bu kaçınılmaz olduğundan kabul edemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقبل بما حدث، وأنه كان لا يمكن تجنبه. |
Bu gibi deneyimler ne kadar acılı olsa da gerekli ve kaçınılmaz. | Open Subtitles | الخبره هي مهما يكن الألم حتميا و لا يمكن تجنبه |
Bu durumun hükümetin kaçınmak istediği bir şey olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | وثق أن هذا شئ الحكومة تتمنى تجنبه. |
Gördün mü, bu kaçınmak istediğim şey... Senin incinmen... | Open Subtitles | ارأيتِ هذا ما اريد تجنبه انتِ تتألمين |
Aslında şimdi işleri ben devraldım, ve bu tam da kaçınmak istediğimiz bir iş politikası. | Open Subtitles | كما يقولون، يمكننك أن تقطعنا إلى قطع صغيرة في الواقع، الآن بعد أن كنت قد اتخذت على محمل الجد هذا هو بالضبط هذا النوع من ممارسة الأعمال التجارية ونحن نحاول تجنبه |
Ama bence uzak durma şansımız varsa Müslümanlarla dövüşmemize gerek yok. | Open Subtitles | لكني لا أعتقد بأن علينا قتال المسلمين إن استطعنا تجنبه. |
Acıdan kaçınmayı mı göz ardı edeceğiz yani? | Open Subtitles | إذاً سنتجاهل تجنبه للحزن |
Bak, başkan benimle konuşursa, bunların hepsi önlenebilir. | Open Subtitles | أنظر , يارجل , كل ذلك يمكن تجنبه لو تركتني أتحدث إلى الرئيس. |
Kurtarabileceğinisandğın sahtekar her kimse Adams, asıl kaçınman gereken kişi odur. | Open Subtitles | من تظن بإمكانك أن تستعبده هو هذا الأحمق الذي بوسعك تجنبه |
Çaresizce bu konudan kaçınmaya çalışıyorsan neden bu kitabın yazılmasını kabul ettin? | Open Subtitles | إن كان هذا شيء تريد تجنبه بشدة فلماذا وافقت على نشر الكتاب من البداية؟ |
Çok isterdim ama yetişmem gereken bir uçağım ve kaçındığım biri var. | Open Subtitles | لأحببت ذلك، لكن لديّ طائرة لأستقلها وشخص أحاول تجنبه. |
Bebeğin ölmesi kolaylıkla önlenebilirdi. | Open Subtitles | موت طفلها، كان يُمكن أن يتم تجنبه ببساطة |
Bizim kısım amiri onu caydırmak için gezindi durdu çevresinde. | Open Subtitles | رئيس قسمنا كان يتسلل محاولاً تجنبه |