"تجويع" - Traduction Arabe en Turc

    • Açlıktan
        
    • açlık
        
    • aç bırakmak
        
    Kendi hayat tarzlarımızı sürdürebilmek uğruna insanları Açlıktan ölmeye mahkum ediyoruz. Open Subtitles لا تدع الآخرين تجويع و يموت من أجل أسلوب حياتنا ؟
    Araplar kuşatma yapıp, şehri Açlıktan öldürmek istemiş; fakat sonunda kendileri yiyeceksiz kalıp, yamyamlığa başvurmuşlardır. TED حاول العرب تجويع المدينة لإخضاعها ولكن نفذ طعامهم وكان عليهم أكل لحوم البشر.
    Afrika'da Açlıktan ölen çocukları duydun mu hiç? Open Subtitles نسمع من أي وقت مضى حول تجويع الاطفال في أفريقيا ؟
    Rakibimin açlık handikafı sayesinde kazanmak istemem ayrıca kantinden bir şey yemeyecek kadar züppe olduğunu da biliyorum. Open Subtitles لا أريد الفوز بسبب تجويع المنافس لي وأنا أحسب أنك أكلت الكثير من المواد الغذائية المعلبة وتفضل أن يأكل في مندوبية
    Yani bakışlarını ve ne kadar ünlü olduğunu kafana takmana ya da sıfır bedene inmek için açlık çekmek zorunda değilsin. Open Subtitles انا اعني،انكي لاتضطري الي الاهتمام الزائد بشكلك او كم انتي مشهوره او تجويع نفسك لجهل قياسك صفر
    Bebekleri aç bırakmak iyi bir şey değildir. Hatta bazı ülkelerde yasadışıdır. Open Subtitles تجويع الأطفال أمر سئ و غير شرعي ببعض البلاد
    Hayır,hayır,hayır.Hiçkimse Açlıktan ölmedi. O hiç kimseyi Açlıktan öldürmeyecek. Open Subtitles لا ، لا ، لا ، لم يجوع أحد إنها لا تريد تجويع أحد
    Fakat düşüncemize göre asalağı Açlıktan öldürmek mümkün, ona ulaşmak için de uyku durumundan kaldırdığımız bir örneği izole ettik. Open Subtitles لكن نعتقد أنه من الممكن تجويع الطفيلي وعند هذا نقوم بعزله , ما سيقوم بإنهاء حالة السبات
    Sivillerin katli, işkence ve Açlıktan ölen esirler, ve toplu Yahudi infazı... Open Subtitles قتل المدنيين تعذيب و تجويع السجناء الإعدام الجماعي لليهود
    Açlıktan ölürsek ödemeyi nasıl alırız? Open Subtitles وماذا لو لم يدفع هذا الجاموس الـمقدم؟ اذا، تجويع نفسك سيجعله يدفع أسرع؟
    ! Açlıktan geberelim mi? Open Subtitles لذا علينا تجويع انفسنا حتى انجاز المهمة؟
    hadi ama, kendini Açlıktan öldürtmeyi bırak düğün artık bitti iyi yakaladın. Open Subtitles هيّا توقفي عن تجويع نفسك، حفل الزفاف انتهى نقطة جيدة
    Tabii planın Açlıktan ölmek değilse. Open Subtitles مالم تكن خطتك تجويع نفسك حتى الموت
    Ufaklık Açlıktan ölüyor olmalı. Open Subtitles يجب تجويع الإفطار وهذا هو كل ما أراه ..
    Açlıktan ölen insanlar savaşamaz. Open Subtitles تجويع الناس لا يستطيع أن يحارب.
    Asilerin Açlıktan ölmesini istiyorlardı. Open Subtitles ارادوا تجويع الثوار
    Bunu kardeşimle beraber öğrendim, açlık ve dayakla geçen 3 yılda. Open Subtitles تعلمتة مع أخى ، ضربُ و تجويع لمدة ثلاث سنوات.
    Şehir dışında Ann Limanı'na arabayla gittiğimde kadife boyalı Elvis resimleriyle dolu araçlarda açlık çeken ressamlar görüyorum. Open Subtitles يمكن أن أقود في وسط المدينة ،داونستيت في آن أربور ، ونرى تجويع مع الفنانين في جميع أنحاءvanloads من Elvises المخملية باللون بهم.
    - açlık, öfke... Open Subtitles تجويع والغضب
    Yani büyük çözümün kendini aç bırakmak mı? Open Subtitles إذا هذا هو الحل الضخم خاصتك؟ تجويع نفسك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus