"تحارب" - Traduction Arabe en Turc

    • mücadele
        
    • savaşıyorsun
        
    • savaşıyor
        
    • savaşmak
        
    • kavga
        
    • savaşan
        
    • savaşır
        
    • savaş
        
    • karşı
        
    • savaştığın
        
    • savaştığını
        
    • dövüşüyorsun
        
    • savaştın
        
    • savaşırken
        
    • dövüşmek
        
    Kardeşi için mücadele veriyor, ne bir akrabası ne bir ailesi var. Open Subtitles إنها تحارب في سبيل أخيها، هي بنفسها، لا أقارب لديها، لا عائلة.
    Hakkın olan için mücadele etmelisin, üvey kardeşlerine bel bağlama. Open Subtitles يجب ان تحارب من أجل ما تملك لا تعتمد على أشقائك الغير شرعيين
    Yani, dev gibi bir kurabiye için savaşıyorsun ve ormanda bir browni var. Open Subtitles اذن انت تحارب لأجل قطعة حلوي عملاقة بينما هناك كعكة كاملة في الغابة
    Bir tür manyetik fırtına bu gezegenin uydularının çekim kuvvetiyle savaşıyor. Open Subtitles نوع من انواع العواصف المغناطيسية تحارب الجاذبية على قمر هذا الكوكب
    Ve sen de harekete geçip onun gibi savaşmak istiyorsun, öyle mi? Open Subtitles و أنت تتمنى أن تكون مشهوراً و أن تحارب مثله أليس كذلك؟
    kendi yaşamın tehlikedeyken, bir de en iyi arkadaşınla kavga mı ediyorsun? Open Subtitles لماذا تحارب وتجادل مع صديقك العزيز بينما حياتك فى خطر ؟
    "Lunch Lady" serisinin 9. kitabını henüz bitirdim, öğle yemeği servisçisi, suçla savaşan bir kadın hakkındaki çizgi roman serim. TED وللتو انتهيت من الكتاب التاسع في سلسة "سيدة الغداء"، والتي هي سلسلة رواية صورية عن سيدة الغداء التي تحارب الجريمة.
    Klanların kendi aralarındaki mücadele, ...asla mutlu bir sona ulaşmayacak. Open Subtitles العشائر تحارب بينهم لن يكون عنده إنهاء سعيدة.
    Yarışmada düzgünce mücadele ...edebilmen için sana doğruyu söylemedim. Open Subtitles أنا لم أقلك الحق لكي أنت يمكن أن تحارب في المنافسة.
    Senin kalbin gerçekten vahşiyse, hayallerin için mücadele edersin. Open Subtitles لو أنت قاسي القلب سوف تحارب من أجل أحلامك
    Arthur, sen hiç var olmayacak bir dünya için savaşıyorsun. Open Subtitles أرثر,أنت تحارب لإرادة لن تتواجد أبداً أبداً
    Hiçbirimizin gözlüksüz göremeyeceği bir şeytan gücüyle savaşıyorsun. Open Subtitles أنت تحارب قوى الشر التي لا يمكن لأحد منّا رؤيتها بدون نظارة شمسية
    Araf'ta işkence görmüş her ruh Günlerin Sonu için savaşıyor. Open Subtitles كل روح معذبة في المطهر، تحارب من أجل نهاية الأيام
    "Tek başına bir adam, tozlu yollarda, silahı dürüstlük ve bir bambu değnek, İngiltere'yle savaşıyor." Open Subtitles وجل واحد يجوب الطرقات المتربة مسلح بالأمانة فقط و هيئة كاملة تحارب الامبراطورية البريطانية
    Tanrılardan biriyle savaşmak istiyorsan tanrıların silahını kullan. Open Subtitles إذا أردت أن تحارب خارق فاستخدم السلاح الخارق
    Bir başkasını anlamak yerine bir başkasıyla kavga ediyorlar. Open Subtitles كل هذه المجموعات تحارب بعضها البعض بدلا من أن تفهم بعضها البعض.
    Ve tabii çocukların fuhuşa zorlanmasına karşı tutkuyla savaşan Kamboçyalı bir aktivist, Somaly Mam. TED والمرأة الأخرى، سومالي مام، ناشطة من كمبوديا، تحارب بحب ضد عهر الأطفال
    Komünist hareketi, insanın doğal dürtülerinin ve yaşam sevincinin özgürlüğü için savaşır. Open Subtitles إن الحركة الشيوعية تحارب من أجل تحرير... الحياة الطبيعية للانسان والعيش بسلام
    Çünkü çatışmanın harareti içerisinde ne uğruna savaş verdiğinizi unutmamanız gerekir. Open Subtitles لان في خضم المعركة يجب ان تعلم ماذا تحارب من اجله
    Ama bazen bir an gelir, tüm olanlara karşı gelmen gerekir. Open Subtitles و لكن تأتي عند نقطه معينه و ينبغي أن تحارب للعوده
    Her zaman, savaştığın o şey olmandan korktum. Open Subtitles دائما كنت أخشى أن تصبح ذلك الذي تحارب من أجله
    Önem verdiğin şeylere zaman ayır yoksa ne uğruna savaştığını unutursun. Open Subtitles خصص الوقت للأمور التي تكترث لأمرها، وإلا ستنسى لماذا تحارب أصلاً.
    Artık FBI'la dövüşüyorsun, Dre. Open Subtitles أنت تحارب مكتب التحقيقات الفدرالي الآن، در.
    Onca yıl boyunca şu anı durdurmak için savaştın. Open Subtitles كل هذا السّنين تحارب لتمنع هذه اللحظة الواحدة.
    Fakat yolsuzlukla savaşırken para çalan insanların ceplerine dokunduğunuz zaman, sadece susup oturmuyorlar. TED لكن ما يعنيه هو أنه عندما تحارب الفساد عندما تقترب من جيوب الناس الذين يسرقون المال لن يبقوا صامتين
    - Evet, olacak. O adamla dövüşmek istedin. Open Subtitles كنت تريد ان تحارب هذا الرجل و كنت تنتظر اللحظة المناسبة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus