Bizimle konuşmaya çalışıyor ama hâlâ mesajın ne olduğunu anlayamadık. | Open Subtitles | هى تحاول التحدث معنا لكننا غير قادرين على فهم الرسالة |
Onunla Sör Richard fikriyle ilgili konuşmaya çalışıyor. | Open Subtitles | تحاول التحدث معها عن الفكرة حول السيد (ريتشارد) |
Hayır, bunu yapmadın. Roger Nixon'la konuşmaya çalıştığını duydum. | Open Subtitles | كلا، لستَ كذلك سمعتك تحاول التحدث لروجر نيكسون |
Sanki benimle konuşmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ، كان يبدو أنها تحاول التحدث إليّ |
Saunders'ın kızı sakinleşti. Onunla tekrar konuşmayı deneyebilirsin. | Open Subtitles | -يمكنك أن تحاول التحدث معها مجدداً |
Hayır, konuşmaya çalışmayın, Albay. Şimdi dinlenin. | Open Subtitles | لا , لا تحاول التحدث الآن , أونيل . |
Seni buradan çıkarmam ya da bilgi vermem için beni ikna etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | انت تحاول التحدث لي وعدم السماح لك بالخروج من هنا او اعطائك بعض المعلومات التي تريدها |
Sanırım konuşmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنها تحاول التحدث |
Ne zaman bir mum ışığı titrese veya perde kıpırdasa annemin benimle konuşmaya çalıştığını söylerdi. | Open Subtitles | عندما كانت تنطفئ شمعة أو تتحرك ستارة كانت تصر أنها أمي تحاول التحدث إلي |
- Onunla konuşmaya çalıştığını söyleme sakın. - Çok umurumdaydı onunla konuşmak! | Open Subtitles | -أخبرنى أنك لم تحاول التحدث معه اراهن اننى لم أفعل |
Adam Kelly'nin bizimle konuşmaya çalıştığını düşünüyor. | Open Subtitles | يظن أن (كيلي) تحاول التحدث لنا |
Sizinle konuşmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تحاول التحدث إليك |
Onunla konuşmayı deneyebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تحاول التحدث معها |
Onlarla konuşmayı deneyebilirsin? | Open Subtitles | هل تحاول التحدث لهم |
Sakın onunla kendiniz konuşmaya çalışmayın. | Open Subtitles | لا تحاول التحدث معه بنفسك |
Seni buradan çıkarmam ya da bilgi vermem için beni ikna etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول التحدث لي إلى السماح لكم من هنا أو مما يتيح لك المعلومات التي تريدها. |