| yapmaya çalıştığın hamleleri anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول فهم الخطوات التي تحاول القيام بها |
| Bence yapmaya çalıştığın şey son derece önemli. | Open Subtitles | اعتقد بأن ما تحاول . القيام به هو مهمٌ للغاية |
| Ama değişiklikler yapmaya çalışıyor gibisin. | Open Subtitles | لكن يبدو أنك تحاول القيام ببعض التغييرات. |
| Bu filmde üşütük rolünü yapmaya çalışıyor gibisin. | Open Subtitles | لكن مع هذا، كما تعرف وكأنك كنت تحاول القيام بالأمر الغريب |
| Doğru şeyi yapmaya çalıştığını biliyor. | Open Subtitles | أنه يعلم أنك كنت تحاول القيام بالشيء الصحيح |
| Ne yapmaya çalıştığını tam olarak biliyorum.... ...ve bunun yanına kâr kalmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أعلم بالتحديد ما تحاول القيام به ولا يوجد سبيل سيدعني اتركك تقوم بما تفعله |
| Küçücük hücre karaciğerimden çıkar, kaybolur ve akciğerime doğru bir yol bulur sonra da işini yapmaya çalışarak orada bir karaciğer oluşturur. | Open Subtitles | خلية بالغة الصغر، تهيم مبتعدة عن كبدي، تشرد في جسمي... تعثر على سبيلها نحو رئتي... حيث تحاول القيام بعملها فحسب و... |
| Neden bunu yapmak istediğini bilmiyorum, ama hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا تحاول القيام به، لكن لا يروقني ذلك. |
| Bak, burada tam olarak yapmaya çalıştığın şeyi biliyorum, ama para bundan değerli değildir. | Open Subtitles | انظروا، أنا أعرف بالضبط ما كنت تحاول القيام به هنا، ولكن المال لا يستحق ذلك. |
| Karen, yapmaya çalıştığın şeyi takdir ediyorum ama bu bekaretimi kaybetmekle alakalı değil. | Open Subtitles | كارين، وأنا أقدر ما تحاول القيام به، ولكن... أنا لا تفكر فقدان عذريتي. |
| Ne yapmaya çalıştığın umurumda değil. | Open Subtitles | أنا لا يهمني ما كنت تحاول القيام به. |
| Bak yapmaya çalıştığın şeyi takdir ediyorum. | Open Subtitles | إسمع , أنا أقدّر ما تحاول القيام به |
| yapmaya çalıştığın bu. | Open Subtitles | هذا ما تحاول القيام به |
| Belki de yapmaya çalıştığın budur. | Open Subtitles | ربّما هذا ما تحاول القيام به |
| Çünkü anladığım kadarıyla iyi bir şeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | .. لأن حسب ما أرى فهي تحاول القيام بالخير |
| Polis işini yapmaya çalışıyor sadece. | Open Subtitles | الشرطة تحاول القيام بعملها فحسب |
| Sadece işini yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنّما تحاول القيام بعملها |
| Ne yapmaya çalıştığını biliyorum, Crane... beni kıskançlığa sürüklemeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | أعرف بالذي تحاول القيام به ، كرين تحثني بالغيرة |
| Evet, evet. Ne yapmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | اننى اعرف ما الذى تحاول القيام بة الان... |
| - Ne yapmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ما تحاول القيام به. |
| Ne yapmak istediğini anlıyorum da bu mahalle biraz farklı. | Open Subtitles | أعلم ما الذي تحاول القيام به، لكن المستوطنة مختلفةٌ بعض الشيء. |