Sizde veya sevdiğiniz birinde para utancı varsa şöyle görünür: | TED | وهذا ما تبدو عليه أنت أو شخص ممن تحبونهم عندما يكون لديكم الخجل من المال. |
Değil mi? Çünkü sevdiğiniz ve çevrenizdeki insanlara şefkatiniz olması olağandışı değildir. | TED | من أجل أن يكون لديكم مشاعر الشفقة تجاه أشخاص تحبونهم وتقفون معهم فهذا أمر عادي. |
Yalnız başlarına ölmediler. İnanıyorum ki sevdiğiniz diğer insanlarla birlikte öldüler. | Open Subtitles | فهم لم يموتوا بمفردهم ، أنا على يقين إنهم ماتوا مع كل الأشخاص الأخرين الذين تحبونهم |
Yalnız başlarına ölmediler. İnanıyorum ki sevdiğiniz diğer insanlarla birlikte öldüler. | Open Subtitles | فهم لم يموتوا بمفردهم، أنا على يقين إنهم ماتوا مع كل الأشخاص الآخرين الذين تحبونهم |
Ben, şu çok sevdiğiniz Atrian ucubelerinden biriyim. | Open Subtitles | أنا واحدة من هؤلاء الاتريانز الشواذ الذين تحبونهم جداً |
Bu yüzden içinden geçmekte olduğunuz bu şeyler -- inişler ve çıkışlar, sevdiğiniz öğretmenleriniz, sevmediğiniz öğretmenleriniz -- bu kadar çok önemlidir. | TED | وهذا هو سبب ما تمرون به -- النجاحات والإخفاقات، المعلمون الذين تحبونهم والذين لا تحبونهم -- هنا سبب الأهمية. |
Sizi orada bekleyen sevdiğiniz insanlar var ve size kötü bir şey olmasına izin vermeyecekler | Open Subtitles | الأشخاص... الذين تحبونهم ينتظرونكم هناك و لن يسمحوا لأي سوء أن يقترب منكم |