Bu arada, kasaba ve şehirlerimiz, oldukları yerdelerdi ve orada geliştiler çünkü bütün önemli alanları işgal ettiler. | TED | وبالمناسبة ، بلداتنا ومدننا أينما كانوا لأنها تحتل كل المواقع الهامة. |
Kesişimsel olmak, o halde kesişimdeki bir yeri işgal etmek demektir. | TED | أن تكون متعدد الجوانب، إذن، يعني أن تحتل مكانةً في مفترق للطرق. |
Ama yarın Roma'yı işgal ettiklerinde, ya da sizin deyiminizle kurtardıklarında, bu monarşistlerin hala... müttefikiniz olacağına inanıyor musunuz? | Open Subtitles | لكن غدا، عندما تحتل روما أو تحرر كما تصر أنت هل سيستمر هذا التحالف؟ |
Hitler'in orduları hemen hemen Avrupa'nın tamamını ve Kuzey Afrika'nın bazı bölümlerini işgal etmiş durumda. | Open Subtitles | جيوش هتلر تحتل معظم اوروبا وأجزاء من شمال افريقيا |
Kutsal bir şehri işgal etmek için bilgiden daha fazlası gerekir. | Open Subtitles | أنت لديك إشاراتٌ أكثر وأفضل من الإشارات التي جعلت منك تحتل المدينة المقدسة، |
Çekoslovakya tek bir müttefikle dahi yüzleşmeyen Almanya'nın ordularına karşı durmak zorunda kalır ve Almanya tek bir kurşun sıkmadan ülkeyi işgal eder. | Open Subtitles | بمواجهة ألمانيا بدون حلفاء، تشيكوسلوفاكيا مجبرّة على إيقاف جيشها، و ألمانيا تحتل البلاد بدون حدوث لأطلاق النار. |
Hepsi savaş tazminatı istiyor. Ödemezsek Fransa, Ruhr'u işgal etmekle tehdit ediyor. | Open Subtitles | فرنسا تهدد بأنها سوف تحتل حوض الرور اذا لم تدفع |
Dil yansıtan metinler ise, ortaları işgal ediyorlar. | TED | النصوص اللغوية تحتل مجموعة الوسط. |
Biz de aynı sandalye kapmaca oyununda olduğu gibi, bir insana hidrojen sülfit vererek oksijenin bağlanması gereken yeri sandalye kapmacada olduğu gibi işgal edebiliriz diye düşündük. | TED | وبهذا ففكرنا كما في لعبة الكراسي الموسيقية ربما يكون في مقدورنا أن نعطي شخصًا بعض كبريتيد الهيدروجين، وربما تستطيع أن تحتل هذا المكان كما في لعبة الكراسي الموسيقية حيث يكون الأوكسجين |
Toprak krallığı topraklarını işgal etmeye nasıl cüret edersin? | Open Subtitles | كيف تجرؤ أن تحتل ملكية مملكة الأرض ؟ |
Yani beyninin içinde, O dehşet görüntüsü, Ölümün hiçliğinin görüntüsü, Ki biz ona analog diyoruz Bir şeyler saklayan görüntü anlamına gelir Herşeyi işgal edecektir. | TED | إذن بداخل الدماغ، صورة الرعب، صورة العدم والموت، التي تسمى (الآخر الذي يشبهك)، أي صورة تُخفي شيئاً، تحتل كلّ شيء. |
Şu kadarını söylüyorum, Alman toprakları bir daha asla işgal edilmeyecek! | Open Subtitles | لن تحتل أرض ألمانيا مرة أخرى |
Ülkemi işgal ettin. | Open Subtitles | انت تحتل بلادى. |
Şimdi bile düşüncelerimi işgal ediyor. | Open Subtitles | حتى الآن تحتل أفكاري |
İHÖ Kürt Sığınağı'nı işgal ediyor. | Open Subtitles | "تنظيم الدولة تحتل معاقل الأكراد" |
Lübnan'ın büyük bir kısmını işgal ediyordu. | Open Subtitles | ...كانت تحتل جزءاً كبيراً من"لبنان". |
Almanlar Rusya'yı işgal etti. | Open Subtitles | (ألمانيا) تحتل (بيلاروسيا). |