Eğer ben de buzun altında ölü olsaydım, aynı şeyi yapmalarını isterdim. | Open Subtitles | لأني أريد من أحدهم أن يفعل ذلك لو كانت جثتي تحت الجليد |
Sorun şu ki buradaki buzun altında ne olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | تكمن المشكلة بأننا نجهل حقاً ما ينتظرنا تحت الجليد هنا |
Sorun şu ki buradaki buzun altında ne olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | تكمن المشكلة بأننا نجهل حقاً ما ينتظرنا تحت الجليد هنا |
Ross Buzulu'ndan kopmuştu, oraya buz kenarı ekolojisini keşfetmek ve Buzun altındaki yaşam formlarını aramak için gittik. | TED | انفصل قبالة الجرف الجليدي روس، وذهبنا الى هناك لاستكشاف بيئة حافة الجليد والبحث عن أشكال الحياة تحت الجليد. |
Yani nefes almak için küçük alanlarda yüzeye çıkabilir ve buz altında daha hızlı gidebilirler. | Open Subtitles | يعني ذلك قدرتهم على الصعود لتنفس الهواء من فجواتٍ ضيقة والتحرّك بسهولة تحت الجليد |
Önümüzdeki haftalarda dalış ekibi buzun altına yüzden fazla dalış yapacak ve Erebus Dağı'nın aşağı yamaçlarındaki sıra dışı gizli dünyayı görüntülemeye çalışacak. | Open Subtitles | ،عبر الأسابيع القادمة سيغطس فريق الغوص تحت الجليد أكثر من 100 مرة لتصوير العالم السريّ المدهش |
Europa'ya benzer bir şekilde muhtemelen buzun altında derinlerde bir okyanus var. | TED | كما أنّه مثل قمر أوروبا، فهو يحتوي محيطًا عميقًا تحت الجليد. |
Siz çadırınızda veya laboratuar barakasında çalışken aşağınızda buzun altında foklar yüzüyor, yarışıyor ve kavga ediyor. | Open Subtitles | الأختام التي تتحرك وتتنافس والقتال تحت الجليد بينما كنت نائماً في خيمتي هنا وهم يعملون في كوخ المختبر. |
buzun altında, dalgıçlar kendilerini mekan ve zamanın garip, yeni bir boyuta sahip olduğu ayrı bir gerçeklikte buluyor. | Open Subtitles | فيجد الغواصون أنفسهم تحت الجليد في واقع منفصل، حيث يكتسب المكان والزمان بعداً جديداً وغريباً. |
buzun altında uyuyor incili istiridye Tatyana. | Open Subtitles | تانيا يا صغيرتي ؛ نامي تحت الجليد مثل اللؤلؤ في المحار |
Ancak tüm bu buzun altında su formunda bir okyanus olabilir. | Open Subtitles | لكن تحت الجليد لربما هناك محيطات من المياه |
Yalıtkan giysiler onları buzun altında sadece 60 dakika hayatta tutacak. | Open Subtitles | ستبقيهم البزّات العازلة أحياءً تحت الجليد لستين دقيقة فحسب |
Denizaltı, buzun altında kimsenin gitmediği kadar derinleri keşfedecek. | Open Subtitles | ستستطلع الغواصة على عمقٍ تحت الجليد لم يبلغه أحدٌ من قبل |
Yalıtkan giysiler onları buzun altında sadece 60 dakika hayatta tutacak. | Open Subtitles | ستبقيهم البزّات العازلة أحياءً تحت الجليد لستين دقيقة فحسب |
Ama buzun altında yönünü kaybetmek kolaydır. | Open Subtitles | لكن حين تكون تحت الجليد يسهل أن تفقد إحساسك بالاتجاهات |
Bir mamut mezarlığındaki buzun altında istiflenmiş lanet olası bir servet değerindeki fildişleri. | Open Subtitles | مقبرة فيلة لحيوانات الماموث كنز من العاج تحت الجليد يساوي ثروة كبيرة |
Evet, var evet, evet bazen buzun altında ışık görebiliyorsun. | Open Subtitles | نعم، بالطبع يحدث أن تري ضوءاً تحت الجليد |
buzun altında ana kayalar olur. | TED | حسناً، تحت الجليد يوجد الصخر الصلب |
Bu da demektir ki, Buzun altındaki sadece sıcak su ile değil, aynı zamanla besinle de dolu. | Open Subtitles | هذا يعني أن الماء تحت الجليد ليس دافئًا وحسب بل ملئ بالمغذّيات |
Buzun altındaki avı en küçük titreşimi bile tespit edebilir. | Open Subtitles | يُمكن لطريدتها تحت الجليد رصد أضعف الإهتزازات، |
Önümüzdeki haftalarda dalış ekibi buzun altına yüzden fazla dalış yapacak ve Erebus Dağı'nın aşağı yamaçlarındaki sıra dışı gizli dünyayı görüntülemeye çalışacak. | Open Subtitles | ،عبر الأسابيع القادمة سيغطس فريق الغوص تحت الجليد أكثر من 100 مرة لتصوير العالم السريّ المدهش |
Anneleri, kar altında geçen beş ayın ardından gerinerek bacaklarını açıyor. | Open Subtitles | أمهم تمدد رجليها بعد خمسة أشهر من البقاء تحت الجليد. |