"تحذرني" - Traduction Arabe en Turc

• uyarmadın
• uyarmaya
• uyarabilirdin
• uyarmalıydın
• Beni uyarıyor
• uyarmak
• uyarmayın

Peki diğerleri hakkında neden beni uyarmadın?
حسناً , لمَ لم تحذرني بشأن البقيّة ؟

Niye beni uyarmadın?
لمَ لم تحذرني ؟

O gün, şarkıda o kadar kaybolmuştum ki büyükannemin beni uyarmaya çalıştığını duymadım.
في ذاك اليوم كنت غارق في الغناء لم أسمع جدتي و هم تحذرني

Bu yüzden, son derece saygın bir adam olarak ki tüm o şeyinin altında gerçekten öylesin beni uyarmaya karar verdin.
إذنكونكرجلمحترمبشكل خيالي.. وتختبئتحتجميعوسائلك.. اخترت ان تحذرني

Ormanda yaşıyorlar diye beni uyarabilirdin.
كانَ عليكَ أنْ تحذرني من إنّه يعيش في الغابة

Ama şahinler konusunda kesinlikle uyarmalıydın. - Şahinler mi?
إنما كان عليك أن تحذرني من الصقور الصقور؟

Vahşi bir düello Beni uyarıyor
"والمبارزة البرية تحذرني"

- Neden beni uyarmadın?
لم لم تحذرني من الشرطة؟

Neden beni uyarmadın?
لماذا لم تحذرني ؟

Aptal olduğun ile ilgili beni uyarmadın.
...لم تحذرني أنك كنت غبيا

Senin aptal olduğun konusunda uyarmadın.
...لم تحذرني أنك كنت غبيا

Park kuralları hakkında beni uyarmaya çalışmıştın.
حاولت أن تحذرني بخصوص قوانين ركن السيارة

Annem beni uyarmaya çalışmıştı ama onu dinlemedim, 18 yaşındaydım.
حاولت أمي أن تحذرني بخصوص ذلك، لكنني كنتُ في الثامنة عشرة، ولم أصغِ.

Beni uyarmaya çalıştın. Dinlemedim. Özür dilerim.
أعرف أنك حاولت ان تحذرني أنا آسف

Beni uyarmaya çalıştı ve ben dinlemedim.
لقد حاولت أن تحذرني لكنني لم أسمع

Beni uyarabilirdin.
تباً يا جريفيث كان عليك أن تحذرني

uyarabilirdin beni
كان ممكن ان تحذرني

Beni uyarmalıydın, gitmemem gerektiğini söyleyebilirdin.
كان يجب عليك أن تحذرني ، تخبرني بأن لا أذهب

Ben frikik verirken gelip uyarmalıydın.
يجب أن تحذرني على ظهوري بهذا الشكل

Evet, uyarmak zorunda değilsin, ben...
حسنا لا يجب ان تحذرني انا لست خائف

Kocaman bir köpekbalığı görmedikçe, beni uyarmayın.
كبيرة قرش سمكة يأتي مالم تحذرني لا