Romanın çoğu ögesi, türün içeriği haline gelerek klasikleri ve sayısız filmi etkiledi. | TED | وأصبحت العديد من عناصر الرواية نموذجًا ألهم عدة راويات كلاسيكية وأفلامًا لا تحصى |
İki Dünya Savaşında savaştım ve üç kıtada sayısız daha küçük savaşta. | Open Subtitles | حاربت فى الحربين العالمتين وحروب أخرى صغيرة لا تحصى فى القارات الثلاث |
Bu süre boyunca sayısız çeşitliliğe ulaşıp, ...her türlü yaşam ortamında kolonileştiler. | Open Subtitles | وخلال ذلك الوقت ، تنوّعت لأشكال لا تحصى وقد استعمرت جميع الأماكن |
Ve hala iddia ediyorum ki bir sürü cevap gelecek. | Open Subtitles | وأراهنك على أنّني سأتلقّى ردوداً لا تحصى |
Abraham, bu savaş bize sayısız cana mal oldu milyon dolarlardan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | هذه الحرب كلفتنا أرواح لا تُعد ولا تحصى ناهيك عن ملايين من الدولارات. |
Tarih boyunca sayısız insan işte bunu sağlamak için hayatını kaybetti. | Open Subtitles | حيوات لا تحصى على مر التاريخ قد فقدت لكي تبرهن ذلك |
Batıdaki sayısız Creeler adına ticaret yapan doğu Cree halkı. | Open Subtitles | الذين يتاجرون نيابة عن أعداد لا تحصى من هنود الغرب |
Tersine sayısız hayat kurtarabilir. | TED | وفي الحقيقة قد يمكن أن ينقذ أرواح لا تحصى. |
Bu sayısız kadının hikayesi, Afrika'da mesela, kültürel engeller yüzünden yüksek eğitimden mahrum kalmışlar. | TED | و هذه قصص لنساء لا تعد و لا تحصى في إفريقيا ،كمثال، يمنعون من التعليم العالي بسبب الحواجز الثقافية. |
Oksijen ve nitrojen gibi elementler ile sayısız toz parçacığı çevremizdeki havayı oluşturur. | TED | العناصر مثل الأوكسجين والنيتروجين، حتى جزيئات الغبار التي لا تحصى يشكلون الهواء من حولنا |
Ben de tıpkı sizin gibi, sayısız saatimi yüzlerce yapıyı ezberlemek için harcadım. | TED | أنا، مثلكم، قضيت ساعات لا تحصى في حفظ مئات التراكيب. |
Besin, gaz ve proteinleri taşımak için sayısız testler yapmaktaydı. | TED | وكيف أنها كانت تقوم على اختبار حلول لا تعد ولا تحصى لنقل المغذيات والغازات والبروتينات. |
İnsanlığın bu sayısız sesleri başarısızlığa uğramış olan yeni ve modern olma çabalar değildirler. | TED | هذه الأصوات البشرية التي لا تعد ولا تحصى ليست محاولات فاشلة للتجديد أو فاشلة للمعاصرة |
İnsanlığın sayısız sesleri biz olmakta başarısızlığa uğramış girişimler değildirler. | TED | الأصوات البشرية التي لا تعد ولا تحصى ليست محاولات فاشلة لكونها نحن |
sayısız film ve TV reklamında yer almıştır fakat sırrı nedir ve neden bu şekilde işitilir? | TED | لقد قُدِّمت في أفلام وإعلانات تلفزيونية لا تحصى ولكن ما هي ولماذا تبدو بهذه الطريقة ؟ |
Bu hikâyeler zamana gömülen sayısız diğerleriyle birlikte anlatılmak zorunda. | TED | يجبُ رواية هذه القصص، بجانب القصص الأخرى التي لا تحصى والتي دُفنت مع مرور الوقت. |
Bir metnin olağan tüm farklılıklarını içerir. O yüzden bazı bilge kitaplar vardır ama aynı zamanda tamamen saçmalık olan sayısız ciltler de vardır. | TED | فهي تحتوي على كل تنوع ممكن في النصوص، لذا فهنالك بعض الكتب العميقة، لكن هناك أيضًا مجلدات لا تحصى مليئة بالثرثرة فقط. |
Bir adamın kırmanın bir sürü yolu vardır benim de bir sürü zamanım var. | Open Subtitles | ثمة طرق لا تحصى لكسر شوكة رجل، وإن لديّ وقتاً غير محدود |
Babamın ve ondan önce gelenlerin yok ettiği binlerce hayat. | Open Subtitles | أعداد لا تحصى أبادها والدي.. أو أولئك الذين أتوا من قلبه وفعلوا الشيء ذاته |
Sular çekildiğinde çok fazla sayıda küçük omurgasız çamurun altında sığınacak yer arar. | Open Subtitles | أثناء انحسار الماء، تظهر أعداد لا تحصى من اللافقاريات الصغيرة |
İnsanlık bir hastalık, Myriad onun ilacı. | Open Subtitles | الإنسانية هو مرض، لا تعد ولا تحصى هو علاج. |
Bir kadının, ölçülemez değerini yeniden keşfedebileceği bu yere. | Open Subtitles | مكان حيث يمكن للمرأة بها إعادة اكتشاف قيم لا تعد ولا تحصى |
Yol boyunca sayısızca günah işledim bir kere oğlumu bulduğumda hepsinin kefaretini ödemiş olacağıma ikna oldum. | Open Subtitles | وارتكبت خطايا لا تعدّ ولا تحصى في سبيل ذلك وأقنعت نفسي أنّي سأكفّر عنها كلّها حالما أجده |
Ki biz de bunu birbirimiz adına sayamayacağım kadar çok yaptık. | Open Subtitles | وهذا الأمر فعلناه نحن جميعا لبعضنا البعض مرات عديدة لا تحصى |