Ne de olsa kafasını kırmak, yakıt deposuna niçin kum doldurduğunu anlatmaktan kolay. | Open Subtitles | تحطيم جمجمته أسهل من شرح سبب وضعه للرمل في الطائرة في خزان الوقود |
Bunu rekor kırmak için değil eğlenmek için yapıyorum. | Open Subtitles | لستُ أحاول تحطيم أيّة أرقام قياسية. أفعل هذا لأني أستمتع بذلك الأمر. |
Bakın, rekor kırmaya iki gün kala kaybedecek değiliz. | Open Subtitles | اسمعا، لن نخرج من المسابقة و نحن على بعد يومين من تحطيم الرقم القياسي لن يحدث هذا |
Görüyorsunuz ya, onun önyargılarını yok etmek gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | كما ترين .. ليس لدي النية في تحطيم تحيزاتها. |
Sayıları sadece bölebilirim, aynen atomu parçalamak gibi. | TED | يمكنني أن أقسم الأرقام، ذاك مثل تحطيم الذرة. |
Dağı eski haline getirmek ve madeni yıkmak bir hafta sürer. | Open Subtitles | سنستغرق أسبوعاً فى تحطيم المنجم وإعادة الجبل إلى سابق عهده |
Her kadın bir erkeğin kalbinde hiçbir iz bırakmadığını düşünmektense, kalp kırmayı tercih eder. | Open Subtitles | لا شخص يكره تحطيم قلب أفضل من الإعتقاد أنه لم يؤثر به |
Yapmamız gereken camı kırmak, sonra içerideyiz. | Open Subtitles | كل ما يجب فعله هو تحطيم الزجاج، و بعدها ندخل. |
Düşünüyorum da, o aynayı kırmak yeterli olmayabilir. | Open Subtitles | أتعلم، كنت أفكر ربما لا يكفي تحطيم المرآة فقط |
Bu birçok küçük şeyi kırmak anlamına gelse bile... | Open Subtitles | حتى إن عنى ذلك تحطيم عدداً هائلاً من الأشياء البسيطة |
Belki. Bakın, rekor kırmaya iki gün kala kaybedecek değiliz. | Open Subtitles | اسمعا، لن نخرج من المسابقة و نحن على بعد يومين من تحطيم الرقم القياسي |
Vay canına, mırıldanmaktan kapı kırmaya 22 saniye. | Open Subtitles | مرت 22 ثانية فقط منذ بدء التذمر وحتى تحطيم الباب |
Kardeşlerimi zehirlemek ve yok etmek isteyenlerden acımasızca intikam alacağım. | Open Subtitles | وسوف اصب انتقامي وغضبي الشديدين على هؤلاء الذين يريدون تسميم و تحطيم أخوتي |
Kardeşlerimi zehirlemek ve yok etmek isteyenlerden acımasızca intikam alacağım. | Open Subtitles | و غضبي الشديدين على هؤلاء الذين يريدون تسميم و تحطيم اخوتي |
Biz Belediye Başkanı'yla yanındakileri beraber parçalamak istiyoruz. Evet, bu doğru. | Open Subtitles | لقد تحدثنا حول تحطيم العمدة والمافيا معاً هذا جنون |
Bu duvarı gerçekten de yıkmak istiyorum Helen. Ama... | Open Subtitles | أريد تحطيم هذا الجدار أريد هذا هيلين ولكني |
Vay be, ne zamandan beri benim küçük kardeşim bir şeyleri kırmayı ya da yarıp geçmeyi istiyor? | Open Subtitles | منذ متى أخي الصغير يريد تحطيم أو تفجير أي شيء ؟ |
Ülkede gidip o lanet olası Kaiser'i ezmek istemeyen delikanlı yoktur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن هناك شاب في الدولة لا يريد تحطيم هذا القيصر اللعين. |
Çılgın ve terbiyesiz sevişmemizle bu odayı dağıtmak ne olacak? | Open Subtitles | ماذا بشأن تحطيم الغرفة بمُمارسة جنس مجنونة و قذرة ؟ |
- Çember kırılmalı. - Doktor, Donna. Dost! | Open Subtitles | يجب تحطيم الدائرة دكتور، دونا، أصدقاء .. |
Mülke zarar vermek, kundakçılık, beton bir yapay penisle cinsel saldırı? | Open Subtitles | دخول بدون أمر تفتيش, تحطيم ملكية ، حريق, إعتداء جنسى |
3 Eylül'de, 15 lüks otomobilin camları kırıldı. | Open Subtitles | في 3 من سبتمبر تم تحطيم زجاج 15 سيارة فاخرة |
Onu bulup bana yaptığı gibi hayatını mahvetmek istedim. | Open Subtitles | اردت ايجاده , اردت تحطيم حياته كما فعل معي |
O zaman camları kırma yeteneği olan başka biri geldi ve koruyucu annesini mi öldürdü? | Open Subtitles | إذن شخص آخر بالقدرة على تحطيم الزجاج ذهب وقتل أمها بالتبني؟ |
Litvanya'nın dört bir köşesinde komünizmi hatırlatan simgeler yerle bir ediliyordu. | Open Subtitles | "في كافة أنحاء "ليتوانيا تم تحطيم رموز الشيوعية وليس فقط الرموز |
Başkasının eşyasını kırıp ücretini ödeyemezsen, bu problem yaratır. | Open Subtitles | انها مشكلة كبيره , الاصطدام بالناس و تحطيم أغراضهم ؟ |