Fakat benim hayatımla da paralelliği bulunan muazzam şaşırtıcı bir dönüm noktasına doğru geliştiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكنني سأقول إنّ فيها نقطة تحوّل مذهلة في الأحداث تشبه حياتي |
Az önce gördüğünüz hareketsiz grafik işte buna dönüştü. | TED | ومن ثمّ فإن ذلك الرسم البياني المسطّح الذي رأيتموه لتوّكم تحوّل إلى هذا. |
Burada gördüğümse birbirleriyle konuşmayı kesmiş düş kırıklığı nefrete dönüşmüş iki insan. | Open Subtitles | أرى شخصيْن توقّفا عن الحديث مع بعضهما البعض، تحوّل احباطهما إلى كراهيّة. |
Mavi! Maviye döndü ben de doktora gittim. | Open Subtitles | أزرق, تحوّل إلى اللون الأزرق، فقصدت الطبيب |
Ve bunun ilk kez olduğunu düşünüyoruz, bir program ve dönüşüm doğrudan malzemenin kendisine gömülmüş. | TED | ونظنّ أنّ هذه هي المرّة الأولى التي كان فيها برنامج و تحوّل مجسّدين مباشرة في المواد نفسها. |
Açıklık kavramının birden çok farklı anlama geldiğini söylemek mümkün. Medeniyetin dönüşümü açısından bu anlamlardan her birinin karşılık geldiği bir ilke var. | TED | حسناً، كما يتبين ، للإنفتاح عدد من المعاني المختلفة و لكل معنى مبدأ متماشي مع تحوّل الحضارة. |
- Bu bir dönüm noktası. - Bugün öyle düşünüyorsun. | Open Subtitles | هذه نقطة تحوّل بالنسبة لي تظن ذلك اليوم |
Bu yaz bir dönüm noktası olacak. | Open Subtitles | هذا الصّيف سيكون نقطة تحوّل حقيقيّة. |
Belki de yaşanılanlar, bir dönüm noktası niteliğinde... | Open Subtitles | .. بل ربما كنقطة تحوّل لما تمّ ... و إلى الوقت الراهن |
Ama zamanla bu korkum meraka dönüştü. | TED | لكن بمرور الوقت، تحوّل خوفي من الظلام إلى فضول. |
Yani her şey, böyle organik bir şeye, sürekli evrilen bir yaratığa dönüştü, ben ve Chrisitine'den de öte bir şey haline geldi. | TED | إذاً فالأمر كله تحوّل الى مخلوق عضوي متكامل جديد يتجاوزني أنا وكريستين. |
O gece Kitty bana gülü atınca ona olan hayranlığım aşka dönüştü. | Open Subtitles | كتلك الليلة حين رمت كيتي زهرتها إليّ معبرة عن إعجاب تحوّل إلى حب |
Vücudu susuz kaldığında toza dönüşmüş. | Open Subtitles | بدون ماء لإبقاءها رطبة جسمها تحوّل إلى تراب |
Biliyorsun, bu bir görev olarak başlamış olabilir, ama başka bir şeye dönüşmüş. | Open Subtitles | قد يكون هذا مهمّة بالنسبة لها أوّل الأمر، لكنّه تحوّل إلى أن يكون شيئاً آخر |
Bizim film tiyatroya döndü. Yine de çok heyecanlı ama. | Open Subtitles | ،لقد تحوّل الفيلم الآن إلى مسرحيّة لا يزال مُمتعاً رُغم ذلك |
Tanı koyabildim, çünkü idrarı güneşin altında unuttum ve rengi mora döndü. | Open Subtitles | فقط كنت قادراً على تشخيص مريضك عندما تركت بوله خارجاً تحت الشمس حيث تحوّل إلى اللون الأرجواني |
Ama, Chinua Achebe ve Camara Laye gibi yazarlar sayesinde edebiyatı algılamamda, keskin bir zihinsel dönüşüm yaşadım. | TED | لكن بسبب كُتّاب مثل تشينوا أشيبي وكامارا لاي مضيت في تحوّل عقلي في تصوراتي للأدب. |
İlkbahar ilerledikçe tundranın dönüşümü devam eder. | Open Subtitles | بينما يتقدم الربيع، يتواصل تحوّل التندرة |
Ellerinde sadece bu kalmıştı. Şimdi bu dönüştüğü kızı siker miydin sen? | Open Subtitles | هذه الفتاة التي تحوّل إليها، هل كنت لتقيم علاقة معها؟ |
Üzerinde deney yapabilmek için bir çocuğu vampire dönüştürmek ha. | Open Subtitles | تحوّل فتى لمصّاص دماء لكيّ تجري تجربة عليه؟ |
Buradaki yoğun basınç, hidrojen gazını çalkantılı metalik bir sıvıya dönüştürüyor. | Open Subtitles | الضغوط الهائلة هنا تحوّل غاز الهيدروجين إلى سائل فلزّيّ عنيف الحركة |
Bir kadını levreğe dönüştürdüğü için. | Open Subtitles | لعلّه كان السبب في تحوّل امرأة إلى جنّية |
Ve eski sahibi bize arka tarafta bir salıncak bırakmış. | Open Subtitles | والمالكون الكبار السن تَركونا حتى أي تحوّل جديد عَرضَ ظهراً. |
- Rüya kabusa dönüşürse? - Bilinçaltı kötülük yaparak oyunlar oynayabilir. | Open Subtitles | ماذا لو تحوّل الحلم إلى كابوس؟ |