"تخبرني أين" - Traduction Arabe en Turc

• yerini söyleyene
• yerini söyle
• yerini söylemezsen
• nerede gösterebilir
• nerede olduğunu söylemezsen
• onu nerede
• söylemenizi
• bana nerede
• söylemiyorsun
• yerini bana söylemezsen
• nerede olduğunu söyleyeceksin

Çünkü paranın yerini söyleyene kadar seni bodrumdaki bir kutuya kilitleyeceğim.
لأني سأحبسك في صندوق في القبو. حتى تخبرني أين هو المال.

Babanın yerini söyle... yoksa timsah yemi olursun..
تخبرني أين والدك... أو أنك تتحول إلى طعام للتماسيح.

Elmasın yerini söylemezsen senin şu şeker çocuğunun canı yanacak.
أنت لاتريد أن تخبرني أين ماستي أو الطفل الرضيع سوف سيتأذى

Affedersiniz, Frank Barnes'ın teknesi nerede gösterebilir misiniz?
لو سمحت,هل تخبرني أين هو قارب فرانك بارنز ؟

Şu Sırp satışının nerede olduğunu söylemezsen sana klasik taktiği göstereceğim.
من الأفضل أن تخبرني أين ستتمُّ عمليّة الشراء الصربي يا فتى. أو أنّي سأهديك تكتيكًا كلاسيكيًّا.

Sen sadece onu nerede tuzağa düşüreceğimizi söyle, ben de ona, paranın orada olduğunu söyleyeyim.
كل ماعليك قوله هو أن تخبرني أين الفخ وأنا سأخبره اين النقود

Kendinizi beş yıl içinde nerede gördüğünüzü ve bu hileyi yapmanızın bu hedefe olan faydasını bana söylemenizi istiyorum.
أريد كل واحدة منكم أن تخبرني أين ستكون بعد خمس سنوات وكيف سيساعدك الغش في رختبار الرياضيات آن ذاك ؟

Eğer hayatına bir kaç torba tozdan daha fazla değer veriyorsan, bana nerede saklı olduğunu söyle.
إذا كنت تقدر حياتك بأكثر من مجرد بعض أكياس المخدرات سوف تخبرني أين هو

Neden bana, nereye gitmek istedigini söylemiyorsun ben de seni oraya götürdüm.
لمَ لا تخبرني أين تود الذهاب ، و سأتأكد بنفسي من ذلك

Üçüncüsü ise, kafir olarak nitelendirdiğiniz o İngiliz bayanın yerini bana söylemezsen bu bıçakla sana daha beter eziyet edeceğim.
النقطة الثالثة : سأبدأ بإستعمال هذه السكين في وسائل أكثر ابتكاراً مالم تخبرني أين يحتجزون

10'a kadar sayacağım ve bana Tavşan Ayağının nerede olduğunu söyleyeceksin yoksa kız ölür.
سوف اعد حتى عشرة وسوف تخبرني أين قدم الأرنب أو هي تموت

Onun yerini söyleyene kadar seni ufak ufak vuracağım.
سوف أقوم بإطلاق النار عليك قليلاً إلى أن تخبرني أين هي

Seni buraya alırım, bana paraların yerini söyleyene kadar birer birer o parmaklarını kırarım.
بإمكاني الإبقاء عليك هنا وقطع أصابعك واحداً تلو الآخر... حتى تخبرني أين المال.

Sen yerini söyleyene kadar durmayacağım.
لن أتوقف حتى تخبرني أين هي؟

Önce sen bana kızın yerini söyle.
‫لم لا تخبرني أين الفتاة أولا؟

Bana cesedin yerini söyle.
اذا سوف تخبرني أين الجثة

Bana ne kadar sorun çıkarttığın hakkında hiçbir fikrin yok fakat eğer bana yerini söylemezsen seni yavaş yavaş öldüreceğimden emin ola...
لا تعرف كم سببت من المشاكل ولكن أفهم من فضلك ، أني سأقتلك ببطء إذا لم تخبرني أين

Ruth Iosava'nın yerini söylemezsen en kötü kabusunum.
كابوسك الأسوأ إذا لم تخبرني أين هي روث ايسوفا

Karım ve oğlumun nerede olduğunu söylemezsen anlaşma falan yok.
لا اتفاقية حتى تخبرني أين سأجد زوجتي وابنتي

Eğer bana seni kimin tuttuğunu söylemezsen... eğer bana karımın nerede olduğunu söylemezsen... sana neler yapacağımı ben bile bilmiyorum.
سأكون صادقاً معك أذا لم تخبرني من الذي عينك أذا لم تخبرني أين هي الآن

Bana onu nerede bulabileceğimi veya kimin aldığını söylersen aramız bozulmaz.
إذا كنت تستطيع أن تخبرني أين يمكنني إيجاده أو من قام بأخذه. فسنكون بخير

Sizden sadece Christina Marino'nun nerede olduğunu söylemenizi istiyorum.
أردت التأكد لو أنه بإمكانك أن تخبرني أين هي " كريستينا "

Belki de siz bana nerede olduğunuzu söylemek istersiniz Bay Osterman.
ربما، سّيد أوسترمان، بالإمكان أن تخبرني أين كنت أنت؟

Neden cinayet gecesi 1 ile 5 arası nerede olduğunu söylemiyorsun?
لمَ لا تخبرني أين كنتَ بين الـ1 وحتى الـ5 ليلة القتل؟

Ama ilk önce, Amanda'nın bedeninin nerede olduğunu söyleyeceksin.
ولكن أولاً سوف تخبرني أين جثة أماندا تانر