| Ona vişneli Kek pişirmeyi öğretmeye söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدتُها أن أُعلِّمها كيف تخبز فطيرة الكَرَز. |
| Eger bana Kek pisiriyorsa, Onu kesin öldürürüm. | Open Subtitles | اذا كانت تخبز ليك كعكه بالتأكيد سوف اقتلها |
| Başka pek çok kocanın karılarının evde oturup onlara Kek yapmasından hoşlanacaklarını biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أن بعض الأزواج يسعدون عندما تجلس زوجاتهم في المنزل و تخبز لهم الكعك اللذيذ؟ |
| Seneye o zaman. Bana fazladan büyük bir tane yaparsın artık. | Open Subtitles | . السنة القادمة . يمكنك أن تخبز لى كعكة كبيرة جداً |
| "Paran olmadığında neli kurabiye yaparsın?" | Open Subtitles | " قال " اى نوع من الكوكيز تخبز " متى لا تملك أيه مال؟ " |
| Doğru. Sanki ayakkabısında ekmek pişiriyormuş gibi görünür. | Open Subtitles | هذا صحيح وكأنها تخبز في خذائها |
| Bakın kimler gelmiş. Bir Kek yaptık kargalar doluştu hemen. | Open Subtitles | أنظروا من أتى ، تخبز كعكة فيأتي الأوغاد راكضين |
| Salla, birkaç yumurta kırmadan Kek yapılmaz. | Open Subtitles | أطلق , لا يمكنك أن تخبز كعكة من دون تكسير بعض البيض |
| Martha muhtemelen Kek pişirmek için erken ayrılacaktır. | Open Subtitles | انتي محقة , ومارثا غالبا يجب عليها أن تغادر مبكرا , لكي تستيقظ مبكرا لكي تخبز |
| Şeker koymadan Kek yapabilirsin, ama tadı güzel olmaz. | Open Subtitles | يمكنك أن تخبز كعكة بدون سكر لكن مذاقها لن يكون حُلْوا |
| - Erkeği için Kek pişirmek bana biraz '50lerden kalma gibi göründü. | Open Subtitles | أن تخبز لرفيقها بدا من تصرفات الخمسينات. |
| Herhalde içeride Kek pişiriyordur. | Open Subtitles | من المحتمل أن نجدها تخبز بعض الكحك |
| Neden bir hap falan almıyorsun, ya da git Kek falan yap en olmadı bir ansiklopedi oku. | Open Subtitles | لمَ لا تأخذ قرص دواء؟ أو تخبز كعكة؟ اذهب لقراءة موسوعة علمية أو شيئاً ما - أنت رجل قوى الآن - |
| Pasta mı yaparsın? | Open Subtitles | أنت تخبز ؟ |
| Yemek yaparsın? | Open Subtitles | أنت تخبز ؟ |