Ahbap, yanlış alıntı yapıyorsun ve güzelim Pretty in Pink'i mahvediyorsun. | Open Subtitles | يا صاح , لقد اسأت اقتباس الكلام وأنت تخرّب أغنية " جميلة و ورديّة " علي |
Herkesin yılbaşını mahvediyorsun! | Open Subtitles | أنت تخرّب عيد الميلاد لكلّ شخص! |
Kurul onaylı bir cerrah değilim, bakire değilim ve değer verdiğim her şey senin yüzünden mahvoldu. | Open Subtitles | لم أنجح في اختباراتي، ولست عذراء، وكل ما أهتم لأجله تخرّب بسببك. |
mahvoldu işte. Her şey mahvoldu. | Open Subtitles | الآن لقد تخرّب ، كل شيء قد تخرّب |
Her şeyi mahvediyor. Ona sahip olmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تخرّب كل شيء، تريده كله لنفسها |
O hatunu baştan savmalısın. Her şeyi mahvediyor. | Open Subtitles | يجب أن تفقد هذه الفتاة هي تخرّب كلّ شيء |
Bunlara neyin yol açtığını kimse bilmiyor ama bu hastalıklar bağışıklık sistemini değişen şekillerde sabote ediyor ve artrit, tip I diyabet, MS gibi hastalıklara yol açabiliyor. | TED | لا أحد يعرف سببها بالضبط، ولكن تخرّب هذه الاضطرابات الجهاز المناعي بدرجات متفاوتة، وتكمن وراء مشاكل مثل التهاب المفاصل ومرض السكري من النوع الأول والتصلب المتعدد. |
Hayatımı mahvediyorsun. | Open Subtitles | أنت تخرّب حياتي |
Sürprizi mahvediyorsun. | Open Subtitles | أنت تخرّب المفاجئة |
- Yapma, hafta sonumu mahvediyorsun. | Open Subtitles | -بالله عليك، أنت تخرّب عطلتي |
- Sen de hayatımı mahvediyorsun! | Open Subtitles | وأنتَ تخرّب حياتي - |
Karım mahvoldu. | Open Subtitles | لقد تخرّب ثلجي |
Her şey mahvoldu. | Open Subtitles | كل شيء تخرّب. |
Herşeyi mahvediyor. | Open Subtitles | هي تخرّب كلّ شيء. |
Şükran günümüzü mahvediyor! | Open Subtitles | إنّها تخرّب عيد الشكر |
İlişkinizi sabote etmeye çalışıyormuşsun gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو أنّك تريد أن تخرّب تلك العلاقة |
Neredeyse Matty ile arkadaşlığımı mahveden ve Luke ile lişkimi sabote eden Eva. | Open Subtitles | التي كادت تدمر صداقتي بـ(ماتي) بينما تخرّب علاقتي بـ(لوك). |