"تخشى أن" - Traduction Arabe en Turc

• korkuyorsun
• korkuyor
• korkmuyor
• korkuyordun

- Düşecek ve yaralanacak diye korkuyorsun. Evcil hayvan değil bu.
أنت تخشى أن يتحطم ويؤذي نفسه، إنّه ليس حيواناً أليفاً حقيقياً.

Sebep babasına yaptıkların, bir gün anlamasından korkuyorsun...
أنت تخشى أن تكتشف الأمر يوماً ما لن تنال من ذلك

Cebine sakladığın paranın ıslanmasından mı korkuyorsun?
هل تخشى أن تبتل النقود التي أخفيتها عنى ودسستها في جيبك؟

Nedenini bilmiyorum. Zayıflayamazsa kovulacağından korkuyor.
لا أعرف,أظن أنها تخشى أن تفصل إذا لم ينقص وزنها

Toplum içinde, benimle görülmekten korkuyor.
. انا اعلم , انها تخشى أن يراها احد معى فى العلن

Sanki benzin kaçırıyor. Yanar diye korkmuyor musun?
و لكن البنزين يسيل منها ألا تخشى أن تحترق ؟

Bence yanlış yola sapmaktan korkuyordun.
أظن إنّك كنت تخشى أن تتوه.

Benden hiçbir şey alamıyorsun ve açıkçası istemeye de korkuyorsun.
لأن يوجد شيء لا تحصل عليه مني لكنك تخشى أن تطلبه

Seks yaşantımızdan memnun değilsin, çünkü benden bir şey almıyorsun, ama istemeye de korkuyorsun.
أنت غير سعيد بحياتنا الجنسية لأنه يوجد شيء لا تحصل عليه مني لكنك تخشى أن تطلبه

Meslektaşlarının senden daha çok ilgi çekmesinden mi korkuyorsun?
هل تخشى أن زملائك في المعمل الجنائي سيسرقون الأضواء ؟

Evine izinsiz girerken yakalanmaktan korkuyorsun, ama ama onun yatağında sevişirken yakalanmaktan korkmuyor musun?
تخشى أن يمسكنا بداخل بيته لكن لا تخشى أن يمسكنا بفراشه؟

Yaşamaktan korkuyorsun, barışı konuşmaktan korkuyorsun bu iş boka dönmeyecekti de ne olacaktı.
تخشى أن تعيش تخشى أن تتحدث بسلام حسنا ماذا كانت ستصير أولستر لو لم تتحول إلى فضلات

Sonunun tonla ot çekip ayakkabı bombacısı gibi olacağından mı korkuyorsun?
هل تخشى أن ينتهي بك المطاف في كهف مع إرهابي؟

Ama bu sefer başarısızlığa uğrayacağından korkuyorsun. Korktuğunu biliyorum oğlum.
لكنّكَ تخشى أن تفشل هذهِ المرّة، أعلم أنّكَ خائف يا بنيّ.

Dünyanın bu yasak aşkı onaylamamasından korkuyorsun.
فأنت تخشى أن العالم ليس مستعداً بعد لتقبل علاقتكما المحرمة

Eğer bir daha öldürürsen mutsuz, acı dolu, yalnız bir hayat yaşamaktan korkuyorsun.
أنت تخشى أن تعيش و أنت تعاني من الحزن و الوحدة إن قتلتَ مجدداً

Kediler olarak sinir. her fırsatta iş yapmak korkuyor.
أنت تشعر بالتوتر تماما كالقطط، تخشى أن تجعله يعمل في كل مرة.

Şey o tam olarak yalan söylemiyor.Karışıklık çıkmasından korkuyor.
حسن ، إنها لا تكذب بالضبط ، إنها تخشى أن تتورط

Arzularınla eylemlerini ve cesaretini denkleştirmeye korkuyor musun yoksa?
هل تخشى أن تكون في أفعالك وشجاعتك ما أنت في رغبتك؟

Uyuşturucu alıp, çocuklarınıza zarar vereceğimden korkmuyor musunuz?
ألا تخشى أن أتعاطى المخدرات وأصيب أطفالك؟

Ona neyi göstermekten korkuyordun?
ما الذي كنت تخشى أن تريه؟