| Geçen yaz fena halde fıstıklaştı ve anlaşılan Bunun farkında değil çünkü hala seninle konuşuyor, oynaşıyor vesaire. | Open Subtitles | لقد اصبحت مثيرة للغاية نهاية الصيف الماضي وهي من الواضح انها لم تدرك هذا بعد لانها لا تزال تتحدث معك وتغازلك |
| Bunun farkında mısın bilmiyorum ama ne zaman projeler arasında olsan biraz güvensiz oluyorsun. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت تدرك هذا ولكن حينما تكون في فترة ما بين تولي المشروعات تميل لأن تصبح مُزعزع الثقة |
| Çok komik bir adamdır. Millet Bunun farkında değil. | Open Subtitles | انه رجل مضحك جداً الناس لا تدرك هذا. |
| Kayıp annenin sonu bir ceset torbası olacak Mark. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ستنتهي الأم المفقودة في كيس قمامة يا (مارك)، أنت تدرك هذا |
| Logan korunmayı hak etmiyor. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تدرك هذا |
| Şu an belki farkında değilsin ama çok büyük bir tehlikeye atıyorsun kendini. | Open Subtitles | لا أظنُ أنكَ تدرك هذا ، لكنكَ على وشك المضي فى خطرٍ مُحدق. |
| Bunun farkında olduğunu sanmıyorum.. | Open Subtitles | أنا حتى لا أعتقد أنها تدرك هذا الأمر |
| Bu mümkün. Bunun farkında dahi olmayabilirsin. | Open Subtitles | -هذا محتمل، لربما لا تدرك هذا حتى |
| Conrad, Bunun farkında mısın bilmiyorum ama Charlie'yi iki hafta önce hücreye attılar ve o zamandan beri ona ulaşamıyorum. | Open Subtitles | "كونريد"، لا أعرف إن كنت تدرك هذا ولكنهم ألقوا بـ"تشارلي" بالحجز الانفرادي قبل بضعة أسابيع لذا لم أتمكن من التواصل معه ولكنه سيخرج منه قريباً |
| Ayrıca güçlü ve güzel bir kadın olduğunu düşünüyorum, ama farkında değilsin. | Open Subtitles | أظن كذلك أنك أمرأة قوية و جميلة و التي لا تدرك هذا |
| farkında değilsin ama insanları tanıyorsun böylece. | Open Subtitles | ربما لا تدرك هذا, لكنك تجمع الكثير من العلاقات |