Ama dinle söylediklerimin kafanı bulandırmasına izin verme, sana şimdi apaçık bütün gerçeği söyleyeceğim anlıyor musun? | Open Subtitles | لكن لا تدَع ما سأقولهُ يَحجُب حقيقَة أنَ ما أنا مستعدٌ لإخباركَ بِه هوَ الحقيقَة الصريحَة التامَة. |
Bana "Pantolonların seni giymesine... izin verme, sen pantolonları giy." | Open Subtitles | .... كنتَ ذلك الشخص، لا تدَع لملابسك الدّاخليّة أن ترتديك، |
Korkunun yolunuza çıkmasına izin veremezsiniz. | Open Subtitles | لا تدَع الخوف يقف عائقاً أمامك |
Parti elbiseni giyiyorsun, çocuk bakıcısı ayarlıyorsun, yatağına giriyorsun. Teninin partnerinin bedenine dokunmasına ve vücudunun uyanıp şunu hatırlamasına izin veriyorsun: ''Ah, doğru! Bunu seviyorum. | TED | فأنت ترتدي ملابس الحفل، وتأتي بجليسٍ لرعاية الأطفال، وتستلقي على الفِراش، ثُم تدَع جسدَك يُلامس جسد شريكِك، وتسمح لجسدك أن يستفيق ويتذكر، "أوه، صحيح! يعجبني ذلك. |
- Peki, bugün arkadaşlarının sana aptalca bir şey yaptırmalarına izin verme. | Open Subtitles | - حسناً , لا تدَع أصدقائك ... يتحدثون معك عن فعل أيّ شيءٍ أخرَق اليوم |
Kimsenin sana baskı yapmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدَع أي شخص يُثقِل عليك ؟ |