Ama arada bir 21. yüzyılda olduğumuzu hatırlatmam gerekiyor. | Open Subtitles | فقط من حين لآخر فقط عليك تذكيره بأننا في القران الواحد وعشرين |
Ona önemli bir şey hatırlatmam gerekiyordu. | Open Subtitles | . وأردت تذكيره بشيء كان أمراّ مهماّ |
Ona senin daima burada olduğunu, bizi izlediğini hatırlatmak istedim. | Open Subtitles | حاولت تذكيره بأنكِ ستكونين هنا دائماً لحمايتنا |
Beaumont dosyasını hatırlatmak istemiştim. | Open Subtitles | لقد أردت تذكيره بملف بيومونت |
Evet ama hepimizin, Dr. Crane'e gerçek psikiyatrların radyoda olmadığını hatırlatmamız lâzım. | Open Subtitles | أجل لكن علينا تذكيره جميعاً أن هذه مصحة نفسية حقيقية وليست الإذاعة |
Olanlar konusunda çok üzgün olduğu için bazen ne söylediğinin hatırlatılması gerekiyor. | Open Subtitles | وأحياناً علينا تذكيره بما يقوله لأنه متضايقٌ جداً بشأن ما حدث |
hatırlatmayı bırak. | Open Subtitles | توقفي عن تذكيره |
Askere alınıp cepheye gönderildiğini ona benim hatırlatmam gerekti! | Open Subtitles | كان علي تذكيره بأنهم سيجندونه و يرسلونَه لخطوط الجبهة الأمامية حالما يصل! |
Benim de bunu ona hatırlatmam gerek. | Open Subtitles | وكلّ ماعليّ فعله تذكيره بذلك |
Amir'le zaman zaman ona geçmişini hatırlatmak için görüşürdüm. | Open Subtitles | إلتقيتُ مع (أمير) من وقتٍ لآخر لأجل تذكيره بتاريخه |
Atmış. Bir zamanlar onun için çalıştığını hatırlatmak istemiş Bay Carson. | Open Subtitles | لقد رماها، أرادت تذكيره بأنه كان يعمل لديها آنفاً وحسب سيد (كارسون) |
Çünkü ona yapabileceklerimi hatırlatmak istedim, Charlie. | Open Subtitles | لأنني أريد تذكيره بما أستطيع فعله يا (تشارلي) |
Burada başka bir kurbanın daha olduğunu hatırlatmamız lazım. | Open Subtitles | يجب علينا تذكيره ان هنالك ضحية أُخرى متورطة هنا |
Bundan gocunuyorsan üzgünüm fakat iyi bir Hristiyan olmanın ne demek olduğunun hatırlatılması gereken sensindir belki de. | Open Subtitles | الآن، آسف إن كان ذلك سيسيئ لك ولكن ربما أنت من يجب تذكيره بما يعنيه أن تكون... |
- Adama anılarını hatırlatmayı kes Lois! | Open Subtitles | لويس)، توقفي عن تذكيره بمثل هذه الأشياء) |