"تراقبني" - Traduction Arabe en Turc

• izliyordun
• izliyorsun
• izliyor
• izlediğini
• takip
• izlerken
• bakıyor
• gözü
• izleyen
• göz
• izliyormuş
• izlediğinin
• izliyordunuz
• izliyormuşsun
• beni gözetliyor

Yani her an beni izliyordun
آسف لعدم وجود طريقة أخرى كان على أحدهم البقاء معك ليبقك آمناً كنت تراقبني , صحيح ؟

Sen arka koltuktaydın küçük kardeşim, arka pencereden beni izliyordun.
وكنت أنت في المقعد الخلفي يا أخي الصغير، تراقبني من خلال النافذة الخلفية.

Beni yıllardır izliyorsun ama hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
لقد كنت تراقبني لسنوات لكنك لا تعرف أي شيء عني

Kızlar birliğine söz verdim Ve başımızdaki kız da beni izliyor
لقد انضممت حديثا للأخوية و أختي الكبيرة تراقبني من هناك لذلك

Yukarıda beni izlediğini görüyorum.
أراكَ هناك في الأعلى ، تراقبني

Bu yüzden beni takip ettiriyorsun, dünyanın geri kalanını yok etmediğimden emin olmak için değil mi?
لهذا انت تراقبني لتتأكد بأني لن أدمر بقية العالم

Beni izlerken, sen de yapıyor musun?
وعندما كنت تراقبني هل كنت تفعلها مع نفسك؟

- Beni izliyordun, değil mi?
كنت تراقبني أثناء سيري ، أليس كذلك ؟

- Ve beni izliyordun. - Bu yüzden sürekli izleniyormuşum gibi hissediyorum. - Haydi.
-مما يعني انكُ تراقبني ولربما هذا هو سبب شعوري بأني مراقبة طوال الوقت

Beni ne kadardır izliyordun Tyler?
كم من الوقت و أنت تراقبني يا تايلر ؟

Bak. Sen beni izliyorsun. basın beni izliyor.
انظر انتم تراقبونني والصحافة تراقبني

Yine beni uyurken mi izliyorsun?
أنت تراقبني و أنا نائمة مجدداً؟

Beni epeydir izliyorsun değil mi?
انت تراقبني منذ فترة, اليس كذلك؟

Bu mağazada beni kaç göz izliyor haberin var mı?
هل تعلمين كم من العيون تراقبني في هذا المتجر ؟

Sonra bir gün onun da beni izlediğini gördüm.
وذات يوم شاهدتها تراقبني, أيضاً.

İtiraf etmeliyim ki hareket ettiğimde nerede olduğumu tam anlamıyla biliyormuş gibi beni takip etmesi ürkütücü.
عليّ القول بأنه لأمر مخيف حينما تراقبني وأنا أتحرك، كما لو أنها تعرف مكاني بالضبط

Tanrım, sen beni izlerken yapamıyorum.
أنا لا أستطيع أن أفعلها و أنت تراقبني هكذا

Sana bakış attım. Senin de bakıyor olman gerekiyordu.
لقد أعطيتك نظرة، كان من المفترض أن تراقبني.

Biliyorum, annem iyi niyetli ama hep gözü benim üzerimde.
أعلم أن أمي تقصد الخير ولكنها تراقبني دوماً

- O, parkta beni izleyen bayan mı?
هل هي السيدة التي كانت تراقبني أركن من قبل؟

Hayır. Sanki beni sürekli izliyormuş gibi hissediyorum.
لا , أشعر كأنها تراقبني طوال الوقت

Beni izlediğinin farkındayım.
أعرف أنك كنت تراقبني.

Beni izliyordunuz.
لقد كنت تراقبني

Beni izliyormuşsun.
كنتَ تراقبني.

Eve gidemem. C.I.A beni gözetliyor.
لا أستطيع الذهاب للمنزل الاستخبارات تراقبني