O zaman çok istediğin o şey senin olacak. | Open Subtitles | بعدها يمكنك أن تحصل على ذلك الذي ترغب به كثيراً |
Senin için koyduğum hedefler yüzünden değil, istediğin şeyi elde etmeni sağlayamadığım için. | Open Subtitles | ليس في طلبي لعرض اقوى بل لعدم تحقيق ما ترغب به |
Ama neyi istemediğini gayet iyi biliyordu. İstemediği şey, tam da Vicky'nin en çok değer verdiği şeydi. | Open Subtitles | كانت تعرف ما لا ترغب به و هو بالضبط ما كانت فيكي تعطيه الأهمية القصوى |
Hayır, yalnızca kurtçuklarımın istemediği geri kalan lahanayı pişirdim. | Open Subtitles | لا، فكل ما قمت به أني صرفتُ بقية الملفوف الذي لم ترغب به ديداني |
İsteyeceğin şeyleri bildiğin halde menüye bakar durursun. | Open Subtitles | تعرف تماماً مالذي ترغب به. ومع هذا تستمر بالبحث |
İsteyeceğin son şey pantolonun inikken yakalanmaktır. | Open Subtitles | آخر شيء قد ترغب به وأنت في الحرب أن تتعرض لموقف أنت غير مستعد له |
Söyleyin Sör Loras hayatta en çok istediğiniz şey nedir? | Open Subtitles | أخبرنيسيرلوراس ماهو أكثر ما ترغب به في هذا العالم ؟ |
isteyebileceğin her şeyi, hayal edebildiğin bütün saadeti, | Open Subtitles | كل شئ ممكن أن ترغب به كل سعادة يمكن أن تتخيلها |
Bir dilek dile. Sana istediğin her şeyi verebilirim dostum. | Open Subtitles | .. تمنّ أمنية ، يمكنني تحقيق أي شيء ترغب به يا صاح |
Ne istediğin umurumda değil. Bu bok çukurundan kurtulmak istiyorsan ne dersem onu yapacaksın bundan sonra. | Open Subtitles | لا أهتم بما ترغب به , إذا أردت النجاة من هذا فعليك فعل ما أخبرك به |
Seni, en çok istediğin şeyi keşfettiğimde, yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد قبضت عليكَ حينما عرفت أكثر ما ترغب به |
Hepimiz mühürlüyüz ve biliyorum bu senin istediğin bir şey değil ve inan bana, benim de değildi. | Open Subtitles | كلنا نرتبط معاً واعلم انهُ شئ لم ترغب به ابداً وثق بي ، حتى انا لم ارغب بهِ ايضاً |
Öyle ama evlat edinerek istediğin modeli alabilirsin. Ben olsam Japon bir çocuk evlat edinirdim. | Open Subtitles | حسنا بالتبني ستحصل على القالب الذي ترغب به تماما مكانك ساتبنى فتى ياباني صغير |
Hiç kimse onu yapmak istemediği bir şeye zorlamadı. | Open Subtitles | لا أحد كان سيجبرها على شيء لم ترغب به |
Sonra ben "Biraz daha düşün çünkü annesinin istemediği bir çocuğun doğması üzücü olur" dedim. | Open Subtitles | ثم قلت : " فكري بالموضوع أكثر لأنني أشفق على طفل يولد لأم لا ترغب به" |
Dina'nın istemediği biri olsaydı karşı koyardı. | Open Subtitles | (دينا) كانت ستقف فى وجه أى شخص لا ترغب به |
Beni burada tutmak için neler söyleyebileceğini düşünüyorsun çünkü isteyeceğin son şey bütün geceyi bu içkiyle ve dağınık saçlı arkadaşınla geçirmek istemiyorsun. | Open Subtitles | تتساءل عما يُمكنك قوله أو فعله لتبقني مهتمة لأن أخر شيء ترغب به هو قضاء باقي الليلة تحتسي الويسكي برفقة صديقك ذو الشعر الأشعث |
Bir patronda isteyeceğin her şeye sahip. | Open Subtitles | هو كل ماقد ترغب به كمدير |
Kral, her şeyin, istediğiniz gibi olmasından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | جلالته يريد التأكد من أنك تحصل على كل ما ترغب به |
İstediğiniz bu mu? | Open Subtitles | عندها سوف يموت الجميع هل هذا ما ترغب به ؟ |
Sensörler, isteyebileceğin her şeyi algılıyor. | Open Subtitles | ..أجهزة الاستشعار وجدَت كل شيء قد ترغب به.. |
- Bir keresinde, üstünde kar vardı! - Vay canına, Bart! Bay Burns sana isteyebileceğin her şeyi vermiş. | Open Subtitles | مرة عاد وعليه ثلج - بارت) السيد (بيرنز) يعطيك كل ما ترغب به) - |