Haftalığına 3.000$ verilen, bir spa masajına gittiği yazan bir not bırakmış. | Open Subtitles | تركت ملاحظة تقول أنها ذهبت لمنتجع يكلف 3 الاف دولار |
Sabah dışarı çıktığını belirten bir not bırakmış. | Open Subtitles | هي تركت ملاحظة تقول فيها أنها ستخرج هذا الصباح |
Hayır, geri geleceğine dair bir not bırakmış. | Open Subtitles | لا، لقد تركت ملاحظة مكتوب بها أنها ستعود لاحقًا |
Evalin'e bir not bıraktım. Onu Bricelands'a götürecek. | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة لإفلين سوف تصطحبه إلى بريسلاند |
Birkaç günce bir not bıraktım. Neden kimse aramadı? | Open Subtitles | تركت ملاحظة منذ عدة أيام لماذا لم يتصلوا؟ |
Sır bir not bıraktı diye masum olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسنًا، فقط لأنها تركت ملاحظة لا يعني أنها بريئة. |
Yastığımın üzerine, bu gece burada kalacağımı belirten, bir not bırakmıştım. | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة على وسادتي تقول بأنني سأنام هنا الليلة |
Sabah küçük bir not bırakmış "Robbie'yle kahvaltıdayım" diye. | Open Subtitles | وفي الصباح تركت ملاحظة "تقول أنها سوف تفطر مع "روبي |
- not bırakmış. - Anlaşıldı. | Open Subtitles | ـ إنها تركت ملاحظة ـ تلقيت ذلك |
Dotty bir not bırakmış olsaydı, adını da verebilirdi. | Open Subtitles | فقط لو كانت "دوتي" قد تركت ملاحظة |
Vegas'dayım diye not bırakmış. İnanır gibi bile olmadım. | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة أنها ستكون بـ(فيجاس) و أنا لا أصدق هذا طبعاً |
Bir not bırakmış. | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة |
Ortağım not bırakmış. | Open Subtitles | شريكتي تركت ملاحظة |
Ne olur ne olmaz diye not bıraktım. | Open Subtitles | حسنًا، لقد تركت ملاحظة احتياطًا |
Aman Tanrım! Neden sadece bir not bıraktım? | Open Subtitles | ياللهول، لماذا تركت ملاحظة وحسب؟ |
Bayan Golden'a vermesi için mutfakta Missy'e bir not bıraktım... ama geldiğinde olur da notu göremezse... | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة من أجل (ميسي) حتى (تعطيها السيدة (قولدن ولكن في حال لم تراها حينما تعود |
Doug, kafası kesilen adamın gövdesine, onu ikiye kadar getireceğimi yazdığım bir not bıraktım. | Open Subtitles | دوغ) تركت ملاحظة عند الرجل الخشبية) المقطوعة للرجل، تقول أنني سأعيده بالساعة الثانية |
İşte bu yüzden bir not bıraktım. | Open Subtitles | لهذا تركت ملاحظة |
not bıraktı. | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة |
Otelde mail gelmiş mi diye bakarken Ash' e not bırakmıştım. | Open Subtitles | تركت ملاحظة لآش في الفندق، عندما كنت أراجع البريد. |
İntihar notu bırakmış ve her şey için beni suçlamış. | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة انتحار... ولامتني فيها على كل شيء تقريبًا. |