"تركناها" - Traduction Arabe en Turc

• bıraktık
• bıraktığımız
• bırakmıştık
• izin verdik
• bıraktığımızda
• terkettiğimiz
• gidersek

Ödemediler. Başka bir anlaşma yapıp onu bıraktık.
لم يدفعوا سنتاً، تركناها ترحل، وعقدنا صفقة أخرى

Parayı istenilen yere bıraktık ama gelip almadılar.
تركناها حيث طلب الخاطفون, إلا أنهم لم يأخذوها أبداً

Onu kamyonda nöbetçi bıraktık yalnız.
لقد تركناها لحراسة الشاحنه بمفردها

Cimmeria'da bıraktığımız Sagan Enstitüsünün kutusu gibi mi?
هذة مادة مشعة تركناها نحن . فى صندوق فى معهد ساجن فى مدينة سيميريا

Merhaba, Jill teyze, senin için bıraktığımız notu aldın mı?
-مرحباً عمّتي جيل , هل وصلتك الملاحظة التي تركناها ؟

Ama biz onu diğer odada bırakmıştık.
لكننا عندما خرجنا لقد تركناها في الغرفة الأضافية.

Yarım saat mesafede olmamıza rağmen, onun yurtta kalmasına izin verdik.
تركناها تعيش في السكن الداخلي وكنا على مسافة نص ساعة بالسيارة

Yoksa onu en son evde yalnız bıraktığımızda olanları unuttun mu?
أم أنّكِ نسيتِ ما حدث في آخر مرّة تركناها لوحدها؟

Tüm mataralar ve erzağı orada bıraktık.
-كل القراب تركناها هناك سيدي -جميع المؤن أيضا ؟

Yakmadan önce onun cesedini senin evine bıraktık.
تركناها في شقتكِ قبل أن نحرقها

- Yani Camelot'u savunmasız mı bıraktık?
-إذن تركناها مِن دون دفاعات؟ -لقد قمنا بتجنّيدها

Öylece... uzaklaştık... Onu orada bıraktık anne.
لقد رحلنا و تركناها هناك فقط يا أمّي.

Kaç mesaj bıraktık biliyor musun?
هل تعرف كم عدد الرسائل التي تركناها ؟

Evet. Kızı bir başına ormanda yalnız bıraktık.
أجل, تركناها في الغابة بمفردها

O günlerde, geride bıraktığımız garip ve gizemli yüzeyde neler olduğunu tam olarak bilmiyoruz.
نحن لا نعلم حقا ما حدث للاشياء التى تركناها

Anne, sana bıraktığımız kutuyu hatırlıyor musun?
أمـّي، أتعرفين تلك الكارتونة التي تركناها معكِ؟

Zamanda yolculuk etmeye başlamadan önce... - ...bıraktığımız gibi patlamış durumda. - İyi misin?
منسوفة كما تركناها قبل أن نبدأ السفر عبر الزمن

Zamanda yolculuk etmeye başlamadan önce bıraktığımız gibi patlamış durumda.
منفجرة. تماماً كما تركناها -قبل أن نبدأ التنقّل في الزمن

Belki de fotokopi makinesinde bıraktığımız not yüzündendir.
قد تكون مذكرة الفدية التي تركناها في آلة النسخ

Herhangi bir transfer durumu için tam şarjıyla bırakmıştık.
لقد تركناها مشحونة بالكامل في حالة نقل لم يكن مئة في المئة

Fotoğraf makinemi... Buraya bırakmıştık, şimdi yok.
، آلة تصويري تركناها هنا ولا أجدها

Söyleyebileceğim tek şey kızın belgelerinin düzenli olduğu. - Gitmesine izin verdik.
إسمع جميع وثائق تلك الفتاة رسمية لقد تركناها تذهب

Evet. Philip'e bıraktığımızda Sarah ölü değilmiş.
نعم, (سارة) لم تفارق الحياة عندما تركناها مع (فيليب)

Buraya değişmeyi göze alarak inanmıştı, bu onu orada terkettiğimiz haliydi.
لقد آمنت بكل هذا كثيراً حتى تتغير أبداً لذا هنا بالضبط حيث تركناها

biz bunun içindeyiz eğer ölüme gidersek, bu gidişi iyi vermeliyiz...
لقد اعتقدنا اننا سنموت لذلك تركناها تذهب حسنا هذا مثل ماذا