Bu mektup eline hiç geçmeyebilir ama yazmak beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | قد لا تصل إليكِ هذه الرسالة أبداً، لكن الكتابة تريحني |
! - Öyle, o biçici. - Hoşlanıyorum, rahatlatıyor beni. | Open Subtitles | ـ أجل، أنه كذلك ـ أستمتع بها، أنها تريحني |
Ama inandıklarımın vardığı nokta beni daha çok rahatlatıyor. | Open Subtitles | أختار النتيجة التي تريحني أكثر |
İhtiyacın olan şeyin bu olduğunu, beni avutman gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ما تحتاجه و... تحتاج لأن تريحني |
İhtiyacın olan şeyin bu olduğunu, beni avutman gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرفأنهذاماتحتاجهو... تحتاج لأن تريحني |
Bu odanın bana huzur vermesi tuhaf mı? | Open Subtitles | هل من الغريب أن تريحني هذه الغرفة؟ |
Hoşuma gidiyor. Beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | احبها ,انها تريحني |
- Beni rahatlatıyor. - Evet, rahatlatıyor. | Open Subtitles | هي تريحني نعم، ستفعل |
Hoşuma gidiyor, içimi rahatlatıyor. | Open Subtitles | أحبها. وهيَ تريحني. |
Beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | أنت تريحني |
Beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | إنها تريحني |
Sopan, eşyaların, bana huzur verir. | Open Subtitles | صولجانك وأشيائك تريحني. |