Beni gördüğün gibi iyiyim, o yüzden Trenwith'e dönsen iyi olur. | Open Subtitles | حسنا.. كما ترين انا بخير اليس من الافضل تعودي الى ترينويث |
Hayır, Trenwith'e gitmeye can atmıyorum. | Open Subtitles | لا , فى الحقيقة أنا لست فى عجلة للذهاب الى ترينويث |
Trenwith'in davetini kabul etmeliyiz belki. | Open Subtitles | ربما يجب أن نقبل الدعوة الى ترينويث |
Trenwith o gittiğinden beri çok değişti. | Open Subtitles | ترينويث لم تعد كما هي مذ غادرت. |
Elizabeth'ten iyi Trenwith hanımı olacak. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}. (إليزابيث) ستكون سيّدة رائعة لـ(ترينويث) |
Francis sana tapıyor. Trenwith'in hanımı olacaksın. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،إنّ (فرانسيس) يعشقكِ .(ستكونين سيّدة (ترينويث |
Trenwith'tekilere müjdeyi sen versen olur mu? | Open Subtitles | يجب أن أتركك لأُبلغ الأخبار السارة لـ (ترينويث) |
Trenwith'in varisi ya da bir adam gibi davranacak kadar etkilenmedin. | Open Subtitles | لم تؤمن بما فيه الكفاية كرجل أو كوريث لـ (ترينويث) |
Ondan çok iyi Trenwith Hanımı olacak derdi. | Open Subtitles | كان يقول دائماً أنها ستصبح سيدة لطيفة لـ (ترينويث) |
Yaşlı John Trenwith, ölmeden bir yıl önce ilk kurdeleyi kesmiş. | Open Subtitles | (جون ترينويث) الكبير -قطع أول صخرة في السنة السابقة لوفاته |
O iğrenç banka yeterli değilmiş gibi şimdi de George, Trenwith Poldarkları'nın sahibi olduğu için hava atmalı. | Open Subtitles | كما لو أن ذلك البنك الوحشي لم يكن كافياً والأن يتباهى (جورج) بملكيته لآل (بولدارك) في (ترينويث) |
Ross Poldark, Trenwith'deki akrabalarıyla tüm bağları koparmayı seçti. | Open Subtitles | روس بولدارك اختار أن يقطع (علاقته بالكامل مع (ترينويث |
Trenwith topraklarına bir daha adım atmayarak ve o aileden kimseyle görüşmeyerek bana iyilikte bulunacaksınız. | Open Subtitles | ستكون ممتناً لي بعدم (الاقتراب لأرض (ترينويث ولا التعامل مع أي أحد من أسرتهم |
Ross Poldark, Trenwith'deki akrabalarıyla tüm bağlarını koparmayı tercih etti ve onun tacizlerinden kurtulduğumuz için çok rahatlamış hissediyoruz. | Open Subtitles | أختار (روس بولدارك) فض كل الصلات مع أقربائه في (ترينويث). ولا يعترينا سوى الأطمئنان لتخلصنا من تطفله. |
Noel'i Trenwith'te geçirmeye davet ediyorlar. | Open Subtitles | يدعونا لنقضي الكريسماس في (ترينويث) |
Trenwith'ten Poldark Hanımefendi geldiler. | Open Subtitles | إنها السيدة (بولدارك) من (ترينويث) |
Unutmuşum, bu Trenwith'ten gelmişti. | Open Subtitles | نسيت تماماً هذه أتت من (ترينويث) |
Adamınız bunu Trenwith'den gönderdi, efendim. | Open Subtitles | رجلك أرسل هذه من ( ترينويث ) سيدي |
Trenwith topraklarına girmeyin mi dedi? | Open Subtitles | عليك أن تخاطر من أجل أرض ( ترينويث ) ؟ |
Trenwith'e gitmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى (ترينويث) |