Sonunda hak ettiğin güzel bir hediye için yeterli para biriktirdiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أني أخيراً قد وفرت المال الكافي لأشتري إليكي هدية جميلة تستحقينها |
Sana hak ettiğin mutlu hayatı vermek için önüme bakmak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أمضي في حياتي كي أعطيكِ الحياة السعيدة التي تستحقينها |
Bu aranın tadını çıkar. Bunu hak ediyorsun, tatlım. | Open Subtitles | حسناً, استمتعى بهذه الاستراحة أنتِ تستحقينها يا عزيزتى |
Bir gün seni, hakettiğin hayatı yaşatmak için, seni uzaklara götüreceğime söz vermiştim. | Open Subtitles | لقد وعدتكِ بأنه يوماً ما ساَخذكِ بعيداً عن هنا ومنحكِ السعادة التي تستحقينها |
Eğer bu iş tutarsa, sana hak ettiğin mutluluğu satın alabilirim. | Open Subtitles | لو نجح هذا, ربما سأقدر على شراء السعادة التي تستحقينها |
Ve eğer ki davamı üstlenirseniz, size sonuna dek hak ettiğiniz saygıyı ve ciddiyeti vereceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | واذا اخذتي قضيتي, اوعدك اني ساعطيك كل الاحترام والكرامه التي تستحقينها |
Bunu hak etmiş olabileceğini düşünmedin mi? | Open Subtitles | حسناً , ألم تعتقدى أبداً بأنكِ قد تستحقينها ؟ |
Ve sonucunda Serena ve Eric oldu ve hak ettiğin hayata kavuştun. | Open Subtitles | وانتهيت مع سيرينا وإريك والحياة التي تستحقينها لم يكن عائدا لكي لتقرري نوع الحياة التي علي حصولها |
Bunu hak ettin, Sue, çünkü bunun için uğraştıkça uğraştın, durmadan denedin, kahretsin, bu geziye gidiyorsun. | Open Subtitles | أنتٍ تستحقينها ، سو لقد إجتهدت طوال الوقت، بينما الأخرون توقفوا عن ذلك. و سوف تذهبين مع الرحلة. |
Sana hak ettiğin şekilde davranmasını sağlayamam. | Open Subtitles | لا استطيع جعله يعاملك بالطريقة التى تستحقينها |
Normal bir hayat yaşayacaksın hak ettiğin bir hayat. | Open Subtitles | ستعيشين حياة عادية، الحياة التي تستحقينها |
Düşünmüyorum, biliyorum. Hem de hak ediyorsun. | Open Subtitles | بل انا أعلم ذلك , بالاضافه لأنك تستحقينها |
Bunu hak ediyorsun. Bebeğim, çok şey yaşadın. | Open Subtitles | أنت تستحقينها يا عزيزتي، لقد مررت بالكثير |
Daha güvenli, daha düzenli bir hayat kurman, hak ettiğin hayatı yaşaman maksadıyla yaptım. | Open Subtitles | وبنية بقائي معكِ هنا لأساعدكِ أن تكونين في حياة أكثر أمانًا وحياة أكثر استقرارًا، حياة تستحقينها |
hak ettiğin adaleti sağlıyorum. İtiraf etmezler demiştim sana. | Open Subtitles | لقد قمت بتحقيق العدالة التي تستحقينها أخبرتكِ بأنهم لن يعترفوا |
Size, hak ettiğiniz şekilde şeref ve saygı ile muamele edilecektir. | Open Subtitles | سأرى بنفسي أنكِ تُعاملين بالاحترام والكرامة التي تستحقينها |
Söz veriyorum ki hakettiğin sevgiyi sana verebilecek bir aile bulacağım bu kez. | Open Subtitles | أعدك بأن أجد لك أناس تعيشين معهم سيعطونك كل المحبة التي تستحقينها 784 00: |
Ve işte muhtemelen kaybettiğin ve hakettiğin diğer paralar. | Open Subtitles | وهنا ايضاً بعض النقود التي ربما فقدتيها او تستحقينها |
Eğer tekrar soracak olursan, hakettiğin cevabı alacaksın. | Open Subtitles | إذا سألتي ثانية . ستتلقين الإجابة التي تستحقينها ..... |
Sana hakkettiğin, güzel şeyleri vermek istiyorum. | Open Subtitles | وأن أعطيكِ الأشياء الجميلة التي تستحقينها |
Ayrıca, sen buna değersin. | Open Subtitles | إلى جانب أنك تستحقينها |
Seni haketmediğin şeylerin içine doğru çekiyorum. | Open Subtitles | انا اقحمتكِ لأموراً لا تستحقينها |