O yaşlı kadına yaptığımdan sonra benden korkacağını düşünmüştüm. Tam aksine. Ölmeyi hak eden o yaşlı cadıya karşı fazla naziktin. | Open Subtitles | بتصرفي تجاه تلك العجوز كنت اضنك قد تخوفت مني على العكس تماما فهذه الساحرة العجوز تستحق الموت وكنت رحيمة جدا معها |
Ama sen hasta hastalıklı bir et parçasısın ve böyle Ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لكنك معتوه و كتلة لحم سقيم هذه الطريقة هي التي تستحق الموت بها |
Rufio'yu öldürdün. Çocuklarımı kaçırdın. Ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت قتلت روفيو ، و خطفت اطفالى انت تستحق الموت |
Ama her neyse belli ki uğrunda ölmeye değer. | Open Subtitles | لكن أياً ما تكونه فهي تستحق الموت من أجلها |
Ölmeyi hak ediyorsun, ama ölürsen, bir işe yaramazsın. | Open Subtitles | تستحق الموت لكن لا يمكنك أن تفعل شيئاً و أنت ميت |
Annen hakkındaki gerçekler her ne olursa olsun, Ölmeyi hak etmiyordu. | Open Subtitles | حسناً,اياً كانت حقيقة والدتك,فهيّ لم تستحق الموت. |
Başa çıkamayacağınızı düşünüyorsanız o zaman belki de Ölmeyi hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | و لو إعتقدت أنك لا تستطيع التعامل مع ذلك فلربما تستحق الموت |
Sanırım yaratıcı bir açıdan bakınca bazı karakterler Ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنه من وجهة نظرة فنيه بعض الشخصيات تستحق الموت |
Eğer buradaysan ve bir şeyler saklıyorsan açık konuşayım Ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | اذا كنت ذلك الشخص وكنت تحتفظ بشيء , اذا بالحقيقة فأنت تستحق الموت |
İyi bir askerdin, hatalar yaptın, ama Ölmeyi hak etmedin. | Open Subtitles | لقد كُنت جندياً صالحاً ، لقد ارتكبت أخطاءًا لكنك لم تستحق الموت |
Ölmeyi hak ettiğini düşünürsün ve hiç bir şey seni durduramaz. | Open Subtitles | تشعر بانك تستحق الموت ولا تستطيع فعل شئ |
Ölmeyi hak ettiğini düşünürsün ve hiç bir şey seni durduramaz. | Open Subtitles | تشعر بانك تستحق الموت ولا تستطيع فعل شئ |
Cehenneme git! Yaptıkların için Ölmeyi hak ediyorsun! | Open Subtitles | اللعنه عليك تستحق الموت من أجل ما فعلته |
Ve onun için ölmeye değer diyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | وأنت بالفعل تعتقد أنها تستحق الموت من أجلها |
Bazı şeyler vardır ki onlar için ölmeye değer baba. | Open Subtitles | هنالك أمورٌ تستحق الموت من أجلها يا أبي. |
O da öyle Ölmeyi hak etti. | Open Subtitles | هل كانت تستحق الموت بهذه الطريقة أيضاً؟ |
Yaptıklarından dolayı yapayalnız ölmeyi hakettin! | Open Subtitles | تستحق الموت وحيداً جزاءاً لما فعلت |
Bazı şeyler ölmeye değerdir. | Open Subtitles | بعض الأشياء تستحق الموت لأجلها |
Çocuğun itirafında, Marlon temelde Stacy'nin ölmeyi hakettiğini söyledi. | Open Subtitles | في أعترافه قال " مارلون " بأن "ستيسي " تستحق الموت |
Bence o pislikler ölümü hak ediyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه النفايات تستحق الموت. |