O kanepede Uzanmak için bana para ödeyen insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس من تدفع لكِ تستلقي على هذا الكرسي |
Anne doğuma hazır olduğunda sırtüstü yatıyor, masaya bağlanıyor ve masa hızla döndürülüyor. | TED | عندما تكون المرأة على وشك الولادة تستلقي على ظهرها وتُربط على الطاولة وتُدار الطاولة على سرعة عالية |
Şöyle yan tarafına yatıp, duvara dönersen bu işi bir an evvel hallederiz. | Open Subtitles | لم لا تستلقي على جنبك وتواجهي الحائط وسوف ننهي الموضوع قدر المستطاع ؟ |
O yüzden bu gece ödev olarak ikinizin yatağa yan yana uzanıp birbirinize dokunmadan cinsel bir fanteziyi paylaşmasını istiyorum. | Open Subtitles | الليلة، والواجبات المنزلية، و أنا أريد منك أن تستلقي معا، جنبا إلى جنب، دون لمس، وتشترك في الحلم الجنسي. |
Bu iyi, bir dakika kadar uzanmalısın. Evet. | Open Subtitles | هذا جيّد، يجب عليكِ أن تستلقي للحظة، أجل. |
O halde ,burada biraz uzan ve güzel bir film izle. | Open Subtitles | حسناً ، هل تريدين فقط أن تستلقي و تشاهدين فيلم ؟ |
Doktor, yatman lazım. Bayılıp duruyorsun. | Open Subtitles | دكتور، من فضلك، عليك أن تستلقي أنت لا تتوقف عن الإغماء |
Kötü kesik. uzanman lazım. | Open Subtitles | نعم , هذا جرح سئ عليك أن تستلقي |
Bu sefer 16 saat uzanmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أنْ تستلقي على ظهرك لمدة 16 ساعة هذه المرة. |
Neden benim karavana gidip uzanmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تذهبي إلى مقطورتي .. تستلقي هناك ؟ ؟ |
Uzanmak isterseniz, kafanız şu tarafa lütfen, hemen bir göz atacağız. | Open Subtitles | حسناً، لو تُريد أن تستلقي هُنا، رأسك هُنا، من فضلك، وسنلقي نظرة. |
Belki Uzanmak istersin, ...çünkü yine buradayız. Hiçbir şeyi unutmadım. | Open Subtitles | نعم، ربما قد تريد أن تستلقي لأننا ها نحن هنا مجددًا. لم أنسى أي شيء. |
Sonra orada Uzanmak zorundasın yani, bacağını kafana kadar çekmişsin her şey apaçık ortada. | Open Subtitles | ثم تستلقي هناك تعلمين، مع ساقيك حول أذنيك وتكوني عارية تماماً |
Sanki, orada öylece yatıyor ve annesi ve babası için .ne kadar önemsiz olduğunu düşünüyor onu öylece unuttuğumuzu. | Open Subtitles | تستلقي هناك تقلق حيال كونها مهمة بما فيه الكفاية لنا لننسى كل هذا |
Duyarsız kocasının yanında yatıyor ama uyumuyor. | Open Subtitles | تستلقي بجانب زوجها النائم عديم المشاعر |
Neden biraz yatıp dinlenmiyorsun, tamam mı? | Open Subtitles | لما لا تستلقي على السرير وتأخذي بعض الراحة |
Orada yatıp durmasana çatlak karı, kalkmama yardım et. | Open Subtitles | لا تستلقي فقط هكذا أيتها البقرة البلهاء ساعديني على النهوض |
Ya da sen biraz yerde uzanıp bir süreliğine ağzını kapatsan iyi edersin. | Open Subtitles | أو ربما تستلقي علي الأرض وتضع كمامة لفترة |
Belki de biraz uzanmalısın. Ben biraz dışarı çıkıyorum. | Open Subtitles | ربما يجب أن تستلقي سوف أغيب لبعض الوقت |
Bir şeyler bulduğumu öğrenmişsin sanırım. uzan ve rahatla. | Open Subtitles | وأظنّكَ تعلم بأنّي اكتشفتُ بعض الأمور، لذا، أريدكَ أن تستلقي مكانكَ وتسترخي |
- ...eve gidip yatman konusunda ısrar ediyorum! | Open Subtitles | بصفتي الشخص الذي يُعالجك أصر على أن تذهب إلى البيت وأن تستلقي - لا - |
Acıyorsa, uzanman lazım. | Open Subtitles | طالما أنك تتألمين، تستطيعين أن تستلقي |
-Şimdi uzanmanı istiyorum. -Peki ya diğer çocuklar, Caldwell? | Open Subtitles | ـ أريدكُ أن تستلقي ـ وماذا عن باقي الأطفال د. |
Neden şimdi arkaya doğru uzanmıyorsun? | Open Subtitles | الان , لماذا لا تستلقي على الفراش ؟ |
4 gündür orada öylece yatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تستلقي هنا طوال 4 أيام، أيجب أن أطلب لك طبيباً ليفحصك؟ |
Ya oraya uzanır ve ıslanırsın, ya da ben seni oraya sererim ve sonra kırık bir burnun olur. | Open Subtitles | إما أن تستلقي وتتبلل، وإما تُضرب ويُكسر أنفك. |
Sen gidip uzansana, biraz dinlen. | Open Subtitles | لِمَ لا تذهبين تستلقي. خذي قسطا من الراحة |
Kaldırıma yatmanı rica edeceğim. | Open Subtitles | علي أن أطلب منك أن تستلقي على الرصيف .. استلقي |
Belki biraz Uzansan iyi gelir. | Open Subtitles | ربما تحتاجي إلى أن تستلقي لبعض الوقت |