| Bir kişi için yılda doksan ton plastik geri dönüştürülmüyor. | TED | تسعين طن لكل شخص من البلاستيك غير المعاد تدويره سنويًا. |
| doksan yıl önce, ben bir akıl hastasıydım. Bugün ise bir amatörüm. | Open Subtitles | منذ تسعين عاماً , كنت شخص غريب عن الجميع واليوم أنا أحد الهواة |
| Bu gece burada olmanın tek nedeninin gecemi mahvedip beni sinirlendirmek olmadığını söyle yoksa hâlâ şöminenin üstüne asmak için şu generalin kellesinin peşinde misin? | Open Subtitles | أخبريني أنكِ لم تأتي هنا فقط لإفساد العرض الذي أقوم به لِمَ ما زلتِ تسعين لقتل هذا الجنرال؟ من أجل تدفئتك؟ |
| Neyin peşinde olduğuna dair en ufak bir fikrim yok canım. | Open Subtitles | لا أملك أي فكرة ما الذي تسعين إليه، عزيزتي. |
| Hakkında bilgi aradığın adamın ismine konsantre ol. | Open Subtitles | ركزي على اسم الرجل الذي تسعين إلى المعلومات منه. |
| Ayakkabı, bilinçaltını aradığın anıya götürecek. | Open Subtitles | الحذاء سيأخدكِ في رحلة اللاوعي إلى الذكرى المعينة التي تسعين إليها |
| Ne yapmaya çalışıyorsun bu oyununla genç bayan? | Open Subtitles | ماذا تسعين لتحقيقه بهذا التنكر أيتها الشابة؟ |
| Seçimi kaybetmeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تسعين لنخسر الانتخابات؟ أهذا ماتفعلينه؟ |
| Kahrolası ev umurunda bile değildi. Başından beri ailemin peşindesin. | Open Subtitles | لم تكترثِ أبدًا للمنـزل كنتِ تسعين خلف عائلتي منذ البداية |
| Epps'i suçlu buldular ve yine de sen benim peşime düştün. | Open Subtitles | هم من وجدوا بأن إبس مذنباً و مع ذلك و أنا هو الشخص الذين تسعين ورائه |
| doksan saniye içinde dokuz yaşındaki bir çocuğun şöyle rahat rahat şifre çözebileceği evdeki tek yere geçmiştim. | Open Subtitles | بعد تسعين ثانية جلست في الغرفة الوحيدة بالمنزل، حيث يمكن لصبي في التاسعة أن يحظى بالخصوصية ويفكّ التشفير |
| Bu sınıfta, doksan günlük hazırlanma sürenizin olduğu self servis bir sistem mevcut. | Open Subtitles | في هذا الطابق يُسمح للمتسابقين بفترة إعداد تسعين يومًا. |
| Hazırlık için doksan. | Open Subtitles | تسعين يوم من أجل الإستعداد |
| peşinde olduğun şeyin malum olduğundan, ona ulaşmak olmadığından emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة أن الأداة الملعونة هي من تسعين إليها وليس فقط ولوج عقله؟ |
| Yoksa Tesoro Money'nin peşinde misin? | Open Subtitles | لا تُخبريني بأنّكِ تسعين خلف نُقود تيسورو؟ |
| Bu adamın peşinde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أنكِ كنت تسعين خلفه . السؤال هنا . |
| "Eğer gelirsen... "...aradığın cevapları sana vermek için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | لو جئت سأعمل جهدي علي تقديم الإجابات التي تسعين لها |
| Ve aradığın kişiyi bul. | Open Subtitles | و ربما تساعدكِ بالعثور على الشخص الذي تسعين وراءه |
| aradığın o yeni hayat aslında hiç başlamayacak. | Open Subtitles | الحياة الجديدة التي تسعين إليها لا تبدأ أبداً. |
| Jüriyi yanıltmaya çalışıyorsun. Bunun doğru olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | إنك تسعين لتضليل هئية المحلفين |
| - Sen de oğluma büyü yaparak intikam almaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | لذلك تسعين للانتقام مني بسحر ابني؟ - كلا- |
| Gerçekten Johnny'i aday göstermeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تسعين حقاً لترشح جونى ؟ |
| Palavrayı bırak. Niye 10. sınıf çocuğunun peşindesin? | Open Subtitles | اسقطي حماقة الاسد الامريكي و اخبريني لما أنتِ تسعين خلف شابّ في الصّف العاشر؟ |
| Mesleki olarak peşime düşersen özel olarak peşine düşerim. | Open Subtitles | عندما تسعين خلفي مهنياً اسعى خلفكِ شخصياً |
| Kötüyse söyleme. Tatlım, on yıl önce yaptığın şeyin peşinden koşuyorsun. | Open Subtitles | عزيزتي، تسعين وراء شيئ صنعته منذ 10 سنوات، أفهم ذلك |