Martin Amis böyle yapıyormuş Rob. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي أميس مارتن يفعل ذلك، تسلب. |
Sanırım Rob senin gerçek anlamda ilk erkek arkadaşın. | Open Subtitles | أعتقد تسلب هو أول صديقها السليم الخاص بك. |
Sen yapabilirsin Rob. | Open Subtitles | حسنا، يمكنك أن تفعل ذلك، تسلب. |
ortak umutlar için beraberce acı cekmek bizleri kardeş yapar. Irkımızı ve kimliğimizi bir kenara bırakarak bu iki şeyin (irk ve kimlik) birlik olmak duygusunda bizi mahrum etmeye izin vermeden. | TED | نتالم جميعا في امل مشترك انه يمكن ان نكون اخوة و اخوات بدون مصادفات الولادة او العرقية التي تسلب منا وحدة البقاء |
Terapist bir atel kullanalım dedi ancak o zaman da bu parmaklarını kullanmaktan mahrum kalacaktı ama hiç değilse onları normal bir görüntüye kavuşmaya zorlayacaktı. | TED | لذا قالت الأخصائية علينا أن نبتكر جبيرة لكى تسلب من طفلتي قدرتها على استعمال تلك الأصابع. ولكن تجبرهم على الأقل أن يكونوا في وضع يشبه الوضع الطبيعي. |
Bir erkeğin elinden pek çok şeyi alabilirsin. | Open Subtitles | باستطاعتك أن تسلب من الرجل أشياءكثيرة. |
Sen mezarları yağmalıyorsun, ve bu da yasal değil. | Open Subtitles | أنّك تسلب القبور، وهذا غير قانوني. |
- Rob daha gelmedi mi? | Open Subtitles | هل تسلب هنا حتى الآن؟ |
Gençliği seksin tatlı cazibesinden mahrum bırakırsanız zihin sağlığını onlardan çalmış olursunuz! | Open Subtitles | فبذلك تسلب منهم الصحة العقلية |
Beni bundan mahrum bırakma. | Open Subtitles | لا تسلب منى ذلك |
- Eğlenceli kısımdan mahrum etme beni. | Open Subtitles | لا تسلب مني الجزء المسلي |
Anlaşılan özgürlüğün elinden alınmamış hiç. | Open Subtitles | من الواضح أن حريتك لم تسلب منكِ من قبل. |
Bu şansı onun elinden alacak mısın? | Open Subtitles | هل تريد أن تسلب ذلك منها ؟ |
Ejderhanın elinden oyuncağı alınmaz. | Open Subtitles | لا تسلب تنينا لعبته أبدا |
Sen mezarları yağmalıyorsun, ve bu da yasal değil. | Open Subtitles | أنّك تسلب القبور، وهذا غير قانوني. |