"تسليط الضوء" - Traduction Arabe en Turc

    • ışık
        
    Aile içi şiddeti basitçe üzerine bir spot ışık tutarak bitirme gücünüz var. TED لديك القدرة على انهاء العنف الأسري ببساطة عن طريق تسليط الضوء عليه.
    Adli tıp bulgularına da ışık tutar. Open Subtitles حينم أرادت زميلتها العودة الى البيت لإحضار الهايف تريد تسليط الضوء على نتائج تقرير الملحق
    Pekala, çünkü şuradakiler, üzerlerindeki ışık çekiliyor. Open Subtitles حسناً، لإن هؤلاء هنا، نحن نفقد تسليط الضوء عليهم.
    Olaylara bir ışık tutabilmesi kesinlikle yüksek bir olasılık. Open Subtitles من الماكد انه يمكنها تسليط الضوء على الموقف
    Belki orada neler olduğuna dair bir ışık tutabilir. Open Subtitles ربما يكون قادراً على تسليط الضوء على ما حدث فعلاً
    Sebastiao marjinallerin yaşamları üzerine ışık tutmaya çalışıyordu. Open Subtitles حاول سيباستيانو تسليط الضوء على المهمشين
    Asıl deneyde metale ışık vererek yüzeyinden elektrik akışı sağlanıyor. Open Subtitles الآن، في التجربة الأصلية، جعلوا تدفق الكهرباء من سطح المعدن من خلال تسليط الضوء عليه.
    Bu demokrasinin temsilcileri olarak ara sıra içeriye ışık tutmalıyız. Open Subtitles كممثلين لهذه الديمقراطية نحتاج لأن نكون قادرين على تسليط الضوء على ما هو على المحك من وقت لآخر
    Ya da bu trajediye ışık tutabilecek bir bilgi sahibi olan? Open Subtitles أو يملك أي معلومات يمكنها تسليط الضوء على هذه المصيبة؟
    "Sayın Poldark, Francis'in mirasının bir vasisi olduğunuz için belki yakın zamanda yapılmış sıkıntılı görünen bazı alışverişlere ışık tutabilirsiniz." Open Subtitles ربما يمكنك تسليط الضوء على بعض المعاملات مؤخراً و التي تبدو مثيرة للمتاعب.
    Böylece spektrometrenin bir prototipini yaptık ve farklı spektrumlar üreten farklı maddelere ışık tutarak suyun içinde ne olduğunu bulabilirsiniz. TED لذلك قمنا بصنع نموذج تقريبي لسبكترومتر، ويمكنك تسليط الضوء عبر عدة مواد والذي سينتج عنه أطياف مختلفة، وهو ما سيمكنك من تحديد ما يوجد في الماء.
    Kendimi, bugüne kadar yapılan tüm bu inanılmaz işe bir ışık tutarak bu geleceği gerçeğe dönüştürmeye, tasarımcılar, bilim insanları, yatırımcılar ve markalar arasında daha fazla etkileşimi kolaylaştırmaya adadım. TED أنا ملتزمة بجعل هذا المستقبل حقيقة من خلال تسليط الضوء على كلّ هذا الجهد الرائع الذي يُبذَل اليوم وعن طريق تسهيل اتصالاتٍ أكثر بين المصمّمين، والعلماء، والمستثمرين، والعلامات التجاريّة.
    Muhtemelen bunun en zor kısmı ışık, çünkü bu açılmanızı gerektirir, elinizdekileri dünyaya göstermeniz gerekir. TED وربما قد يكون تسليط الضوء هو اصعب شيء في تلك المعادلة لانه يعني .. ان على الشخص ان يكون منفتحاً وان يعرض ما لديه للعالم اجمع
    Olaylara ışık tutmamıza yardımcı olduğunuz için. Open Subtitles لهذا السبب ردت أشكرك لمجئيك واللقاء معنا من اجل تسليط الضوء على الأحداث "حسنا
    Başkanın bir saat sonra yapacağı açıklamanın bu gelişmelere ışık tutacağını umuyoruz. Open Subtitles كلواحدمنكمالى هناكسوف معرفة المزيد كما في أقرب وقت نقوم به. ومنالمتوقعأن رئيسأنيدلي ببيان فيغضونساعة،ونأمل انه سوف تكون قادرة على تسليط الضوء
    Çocuklar metne ışık tutmamız lazım. Open Subtitles يا رفاق علينا تسليط الضوء على النص.
    Ama üzerlerine ışık tutarsak dağılırlar. Open Subtitles ولكن إذا أردنا تسليط الضوء عليها، وأنها سوف مبعثر ...
    Evrenin karanlık köşelerine ışık tutmak. Open Subtitles تسليط الضوء على الزوايا المعتمة للكون
    Ölüm cezasına sert bir ışık parlar Open Subtitles تم تسليط الضوء عليها بالبرلمان
    Halen üzerinde çalıştığım bir kitapta, dili, insanların dünyayı kavramlaştırdığı bilişsel mekaniği ve insan etkileşimini yönlendiren ilişki türlerini de içeren insan doğasının bir dizi yönüne ışık tutacak şekilde kullanmayı umuyorum. TED في كتاب أقوم بكتابته في الوقت الحالي، آمل ان استعمل اللغة في تسليط الضوء على عدد من مظاهر الصفات البشرية، بما في ذلك آلية الإستعراف التي من خلالها يكون البشر فكرتهم عن العالم وأنواع العلاقات التي تتحكم في تفاعل البشر.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus