Güvendiğiniz danışmanınız olarak, sizden derin pişmanlıklara sebep olabilecek kararlar vermeden önce tavsiyelerde bulunmama izin vermenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | لكن عليّ أن أسأل، لكوني مستشارُك الذي تثقين به بأن تسمحِ لي بأن أقترح عليك قبل أن تتخذي قرارات.. |
Sen tanıdığım en iradeli ve inatçı kadınsın. Onun kazanmasına izin verme. | Open Subtitles | إنّكِ المرأة الأكثر عناداً وصلابة قابلتها بحياتي، لا تسمحِ له بالفوز. |
göz kulak olmama izin vermezler | Open Subtitles | لا يمكنني الإهتمام بكِ إن لم تسمحِ لي بذلك. |
Lütfen, durdur. Kendini duygularından ayırmalısın. Duygularınla oynamasına izin verme. | Open Subtitles | عليكِ أن تفصلي عقلكِ عن مشاعركِ، ولا تسمحِ له بالتأثير فيكِ |
* Tatlım, denememe izin yine * | Open Subtitles | عزيزتي، ألا تسمحِ لي أن أحاول مرة أخرى |
Bunun olmasına izin veremeyeceğini biliyorsun. Anneme yapamazsın bunu. | Open Subtitles | تعرفين بأنكِيجب ألا تسمحِ بذلك ليس لأمي |
Varoşlar hala iyi görünüyor. Bunun seni kandırmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تسمحِ لهم بأن يكذبوا عليكِ ."بهذه المقولة "ما زالت الضواحي تبدوا جيدة |
Seni aptal yerine koymasına izin verme. Bunu çok seviyor. | Open Subtitles | -لا تسمحِ له بخداعكَ ، فهو يروق له ذلك . |
O saldırının seni korkutmasına izin vermedin. | Open Subtitles | لم تسمحِ لهذا الهجوم يثير ذعركِ |
- Bazıları yaşayabilir. Ama açıklamama izin... | Open Subtitles | بعض الناس تستطيع ... الآن , لو تسمحِ لى |
Bazıları yaşayabilir. Ama açıklamama izin... | Open Subtitles | بعض الناس تستطيع ... الآن , لو تسمحِ لى |
Ama içeri girmeme izin verirsen... Lütfen. | Open Subtitles | لكن أتمنى أن تسمحِ لي بالدخول |
Emniyet gözlüklerini takmama izin vermedin de ondan! | Open Subtitles | لأنك لم تسمحِ لي بإرتداء نظارات الأمان! |
Sakın izin verme Ally. | Open Subtitles | لا تسمحِ له يا (آلي). |